Anti-Natalizm

Bu yazımda anti-natalizm hakkında temel bilgiler verip en sona fularsız entellik podcasti ekliyor olacağım. Anti-Natalizm savunucusu değilim. Farklı bilgiler edinmeyi ve paylaşmayı çok sevdiğim için bu yazıyı kaleme aldım. Anti-Natalizm savunucusu olarak beni etiketlerseniz evrimci, nihilist, vegan vs. diye düşünebilirsiniz; o yüzden buradan linç yemek istemiyorum.

Antinatalizm kelimesi, Yunanca kökenli anti “karşıt, karşı, zıt” olan ve natus Latince doğmak fiilinin birleşiminden gelir.

Anti-natalistler, insanların hayvanlar ve dünya için yıkıcı bir güç olduğu ve bu nedenle onlardan daha fazlasını yaratmanın ahlaki olarak yanlış olduğu felsefesinin yandaşlarıdır. Anti-natalistler, fetüslere doğmak isteyip istemediklerini sormanın ya da en azından onlardan bir cevap almanın mümkün olmadığını, bu nedenle çocuk sahibi olmanın onun rızası olmadan başka bir varlığa hayat vermek anlamına geleceğini söylerler.

Ailelerimiz bizi dünyaya itti ama bizim için hayatımızı yaşayamayacaklar. Sizin veya çocuğunuzun geleceğini tahmin etmenin bir yolu yok – ancak garanti olarak şunlar yaşanacak; yalnızlık, hayal kırıklıkları, korkular, hastalıklar, uzun çalışma saatleri, acılar…

Güney Afrika’daki Cape Town Üniversitesi’nde felsefe profesörü David Benatar “Dünyanın optimal nüfusu sıfırdır” diyor. “İnsanları kendi iyiliği için engellemenin amacı insanların acı çekmemesini garanti etmenin tek yolu bu.”

 “Hiç kimse başka bir insan tarafından incitilemez ve insanlar doğmazsa hiçbir insan başkalarına zarar vermez veya suç işlemez” diye açıklıyorlar. “Bütün suçluların bir zamanlar küçük bebekler ya da masum çocuklar olduğunu unutmayın.”

19.yüzyıl Alman şairi Heinrich Heine’nin yazdığı gibi “Uyku iyidir, ölüm daha iyidir; ama elbette en iyisi hiç doğmamış olmaktı”.

Antinatalizmi gönüllü çocuksuzlukla karıştırmamalıyız. Yerel Antinatalizm ile Küresel Antinatalizm arasında ayrım yapmamız da önemlidir. Yerel Antinatalistler ‘belirli durumlarda veya belirli koşullar altında doğuma karşı çıkıyorlar.‘ Oysa küresel antinatalistler tüm ebeveynlerin doğumuna karşı çıkıyorlar.

Anti-natalistler genellikle üç kategoriye ayrılır; insan sevmeyen, hayırsever ve misantropik.

İnsan sevmeyen anti-natalistler insanlığı dünyadaki sorun olarak görüyor; suça, adaletsizliğe, acıya ve sefalete neden oluyor. Onların konumu dünyanın ve diğer yaşam formlarının insanlar olmadan daha iyi durumda olacağı yönündedir.

Misantropik antinatalistler düşüncelerinde evrimcidir ve yaşam için gerçek bir amaç görmezler. İnsanlar yayılmasını gönüllü olarak durdurması gereken bir hastalıktır.

Hayırsever antinatalistler üremenin dünyaya getirilen çocuklara acımasız olduğunu iddia ediyorlar. Bu anti-natalizm biçimi, dünyayı o kadar acı dolu görür ki başka bir insan üretmenin doğası gereği yanlıştır. Dünyaya bir bebek getirmek, o çocuğu acı ve talihsizliklerle dolu bir hayata mahkûm etmekle eşdeğerdir.  Hayırseverlik, Yunanca ‘sevgi’ anlamına gelen philos ve ‘ insan’ anlamına gelen anthros’tan gelir.

Başka bir kitlesel yok oluş ve benzeri görülmemiş iklim değişikliği ile karşı karşıya olan bir dünyada çocuk sahibi olmak etik değil. Bu devirde dünyayı değil de kendi küçücük aileni düşünmek bencillik. Düşmanca ve hızla değişen bir dünyada hayat yaratıp onu kendi haline bırakmak aptallıktır. Hindistan yeterince nüfuslu, kendi iyiliği için doğum grevine gitme zamanı. Neera Majumdar, Gazeteci

Anti-Natalizm: Çocuk Yapmamanın Felsefesi adlı podcasti aşağıdan dinleyebilirsiniz.