Bu yazımda eskilerin icat ettiği en korkunç işkence aletlerinden biri olan Yüzsüz Boğa’dan (Brazen Bull) bahsedeceğim. İddiaya göre yüzsüz boğa antik Yunanistan’da bir infaz yöntemi olarak kullanıldı. Brazen Bull, tam olarak bir boğa şeklinde tasarlanmış bronz, içi boş bir cihazdan oluşuyordu. Bir tarafında talihsiz bir mahkumu kilitleyebileceğiniz küçük bir kapısı vardı.
Brazen Bull, gerçek bir boğa ile tam olarak aynı boyutta olacak şekilde modellendi ve içinde acı çığlıklarını bir boğanın böğürmesi gibi ses çıkaran karmaşık bir akustik mekanizması vardı.
Merak ediyor olabilirsiniz “bir insanı boğanın içindeyken çığlık attıran şey nedir?” diye, hemen açıklayayım; boğanın altında bir ateş yakılır, kelimenin tam anlamıyla içindeki kişiyi ölümüne kavurur.
Brazen Bull’un ilginç bir hikayesi var:
Brazen Bull kavramı, ünlü Atinalı bronz üreticisi Perilaus tarafından suçluları infaz etmenin bir yolu olarak icat edildi. Bu fikri Acragas’ın tiranı Phalaris‘e sunmuş ve ona çığlıkların “melodik böğürme” gibi geleceğini de bildirmiştir. Perilaus’un bu benzersiz infaz yöntemini bulduğu için ödüllendirilmesi bekleniyordu ancak karşılığında aldığı tek şey kandırılarak boğaya girmekti ve hemen içeride kilitli kaldı. Tasarımdan iğrenen Phalaris, boğanın ses sistemini test etmek için onu kullanmak istedi ve böylece altında bir ateş yakıldı. Brazen Bull’un mucidi Perilaus, ironik bir şekilde ilk kurbanı oldu.
Perilaus boğanın içinde ölmeden önce Phalaris tarafından dışarı çıkarıldı, ardından bir tepeye götürüldü ve yüksekten atılarak öldürüldü.
Ama hikaye burada bitmiyor. Phalaris’in, Telemachus tarafından devrildiği zaman Brazen Bull’dan içeri atıldığı ve öldürüldüğü söyleniyor.
Bu aleti ilk bulan, ilk kullanan, yaygınlaştıran herkes sonunda yüzsüz boğanın kurbanı oluyor. Ne kadar ironik değil mi?
Sanırım bu hikayeden alınacak ders; işkence aletleriyle aşırı derecede yaratıcı olmamak ve bölgenizdeki tiranınıza bundan kesinlikle bahsetmemek olurdu.