Müzik güzel, ışıklar kısılmış, mürekkep ve kâğıt kokusu size “evde olduğunuzu” hissettiriyor. Aslında bir kitapçının raflarına göz atıyorsunuz. Sizi evinizde ve rahat hissettirerek kitap satın almaya yöneltiyorlar. Bunu daha önce fark etmiş miydiniz?
Neyse konumuzu dağıtmayayım. Ama bu pazarlama tekniği aklınızda bulunsun.
Kitapçının raflarında gözünüze bir kitap takıldı. İhtiyacınız olan bir kitap değil. Okunacaklar listenizin üst sıralarında yer almıyor. Ama satın alma dürtünüz ağır basıyor. Onu nereye koyacağınızı zaten biliyorsunuz; komodininizdeki kitap yığınının üstüne.
Bu tanıdık geliyor mu? Çok mu gerçek? Bazen kitap satın alma alışkanlığınız yüzünden kendinizi kötü hissediyor musunuz? Pekâlâ, yalnız değilsin. Dahası “çok fazla” okunmamış kitabın olması kötü bir şey değil. Japonların tsundoku kavramını öğrenmek için okumaya devam et dostum.
Tsundoku nedir?
Tanıdık bir deneyimin aslında bir adı olduğunu öğrenmek her zaman küçük bir aydınlanma hissettirir. Tsundoku terimini öğrenmek benim için o “ah-ha” anlarından biriydi. Tsundoku kelimesi iki Japonca terimin birleşimidir; “tsunade” bir süreliğine terk etmek anlamındaki “oku” ve okumak manasına gelen “doku” kelimelerinin kombine edilmesiyle elde edilmiştir. Başka bir deyişle; kitap satın almak, onları yığmak ve asla okumamak.
Tsundoku’nun bibliomania’dan farkı nedir?
Bibliomania, yaygın olarak kitap toplama tutkusunu tanımlamak için kullanılsa da insanları aşırı kitap toplamaya, kompulsif istifleme noktasına götüren bir bozukluğa da işaret edebilir. Bibliomaniler okumaya ilgi bile duymayabilirler ancak kitaplara aşırı bir bağlılık (bazen hırsızlığa yol açar) ve bu kitapların kaybolmasına – yok olmasına asla izin vermezler. Örneğin; Sir Thomas Phillipps (1792-1872) yaşamı boyunca 160.000’den fazla kitap ve el yazması biriktirdi ve bunları saklamak için Gloucestershire’da büyük bir ev aldı. Öte yandan Tsundoku, birinin satın aldığı kitapları okuma arzusuyla ilgilidir … ama aslında bunu asla yapmaz.
O kitapları okuman gerektiğini kim söyledi?
Bir Batılının bakış açısından tsundoku, anlamsız veya savurgan görünebilir ancak bu terimin Japonya’da batılı yaklaşımıyla çağrışımı yok gibi görünüyor. Onlar bunu anlamsız ve savurgan bulmuyorlar.
İstifçiliğe ve bibliomania’ya eğilimimiz olmadığını kabul edersek okumaya hiç vaktimiz olmayacak kitapları neden satın alıyoruz? Temel olarak tsundoku’nun daha fazla okuma, kitap sayfalarında keşfettiğimiz dünyalar aracılığıyla ufkumuzu genişletme arzusundan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu dünyalar kurgusal olabilir ancak okurken bizim için gerçektirler.
Elbette insanların kitap toplamasının başka nedenleri olduğundan eminim.
Örneğin;
-Bir statü sembolü olarak kitap toplamak
-Ev dekorlarını geliştirmek için kitap toplamak
-Görevleri nedeniyle belirli bir konuda çok sayıda kitap biriktirmek
Ama aynı zamanda daha derin bir teorim var. Tsundoku yaparak kendimize biraz zaman kazandırdığımıza inanıyorum; her yeni satın alma hayatımızı birkaç saat uzatıyor.
Çünkü yığındaki son kitap okunmadan ölüm gelemez, değil mi?
Ölümü ertelemek ve varoluşsak sancılarımıza ilaç olacağını düşünerek kendimizi kitap satın almaya yönlendiriyoruz.
Tsundoku, kitapların okunmak için satın alınması gerektiği şeklindeki yanlış düşünceye bir çaredir.
Tsundoku’nun tedavisi var mı?
Bu size komik gelebilir – özellikle de tsundoku’nun bir hastalık olmadığı gerçeğini zaten ele aldığımız için – ancak insanların internette tsundoku için bir tedavi olup olmadığını sorduğunu gördüm.
Pekâlâ kitap toplamanın bir sorun olmasının nedenlerini açalım:
-Toplam bütçenizin yüksek bir yüzdesini kitaplara mı harcıyorsunuz?
-Alanınız mı tükeniyor?
-Bunun yerine bir istifleme bozukluğu olup olmadığını merak ediyor musunuz?
Eğer öyleyse belki de başka bir kitap alma dürtüsüne direnmeye çalışmalısınız… hatta davranışlarınızı kontrol edemiyorsanız biraz yardım almalısınız.
Ama aksi halde neden tsundoku’dan “iyileşmeniz” gerekiyor ki? Okumayacağını bildiğin kitapları alarak kimseye zarar vermiyorsun.
Tsundoku’yu kitapların okunmak için satın alınması gerektiği şeklindeki yanlış düşünceye faydalı bir çare olarak görüyorum. Kitaplarla ilişkimiz bundan daha zengin.
Tsundoku’yu kucaklayın!
Kendinizi utanmadan kitaplarla kuşatın.
Her kitabı yaratıcı maceralarınızda yanınıza gelebilecek ve sizi destekleyebilecek bir arkadaş olarak görün. Sizi olmak istediğiniz kişiye yönlendiren bir pusula olarak.
Toplayın.