Hala ton balığı yiyorsunuz çünkü sizin için sağlıklı olduğunu düşünüyorsunuz. Ton balığı tüketimini gözden geçirmeye ne dersiniz?
Ton balığını sık tüketiyorsanız ve sağlıklı olduğu konusunda diğerleri gibi düşünüyorsanız bu yazıdan sonra sinir bozucu bir aydınlanma yaşayacaksınız.
Hadi başlayalım…
Ton balığı; günümüzde insanlara “sağlıklı besin” – ‘’proteinli besin’’ diye pazarlanmaya çalışılan, piyasadaki en leş ve sağlıksız yiyeceklerden biridir.
Konserve ton balığı ne kadar tüketilmeli sorusunun cevabını Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırma gayet güzel veriyor.
# 20 yaşın altındaki gençlerin sağlıklı beyin gelişimi için hiç tüketmemesi gerekiyormuş.
# 20-40 yaş arasındaki genç kadınlarında, 20 yaş altındaki gençler gibi hiç tüketmemesi öneriliyormuş. Haftalık bir adet konserve ton balığı yiyen kadının çocuğunun engelli olma ihtimali %5… Küçük bir olasılık bile olsa bu çok büyük bir risk gerçekten. Ton balığı tüketen 100 kadından 5’inin engelli çocuk sahibi olacağı anlamına geliyor.
# 20 yaşın üstündeki genç erkeklerin ise en fazla iki haftada bir porsiyon konserve ton balığı tüketmesi tavsiye ediliyormuş. Erkeklerin tüketmesi neden uygun? Çünkü çocuk doğurmadıkları için riskleri daha az. (Doğurganlıkla alakalı bir durum) Ve 20 yaşından sonra beyin gelişimleri zaten tamamlanmış durumdadır.
Peki araştırma sonuçları neden böyle?
‘’Büyük balık küçük balığı yutar’’ lafını mutlaka duymuşsunuzdur. Ton balığı tüketilmesinin zararlarını anlatmak istediğimde bu lafın cuk oturduğunu fark ettim. Her büyük balık kendinden küçük balığı yer; doğal olarak balıklar yedikleri diğer balıkların bakterilerini, zararlı maddelerini ve atıklarını bünyesinde toplar.
Ortalama bir balinanın şehir çöplüğü kadar zehir taşıdığını biliyor muydunuz?
Ton balığı büyüdükçe deniz canlısı olduğu için yediği küçük balıklardaki birçok bakteri ve zehirli unsur vücuduna girer. Ton balıkları cıva konusunda son derece tehlikelidir. Ton balıkları cıvayı vücudundan dışarı atacak sisteme de sahip değildir. Ton balıkları küçük balıkları yedikçe vücudundaki cıva oranı had safhaya çıkıyor.
Ton balıkları bir şekilde konserve haline getiriliyor fakat cıva o kadar çok birikmiş oluyor ki konserve olarak bizlere sunulduğu zaman oldukça yüksek oranda cıva içeriyor. Bir insan için kesinlikle cıva oranı çok yüksek. Özellikle sağlıklı diye sık tüketildiğini göz önünde bulundurursak vücudumuz için fazlaca hasar verici olabilmektedir.
Size birkaç araştırmadan daha söz etmem gerekli:
Michigan Üniversitesinde 1998 ile 2008 arasında on yıl süren bir araştırma, denizlerdeki ton balıklarında cıva oranının her yıl ortalama %4-5 arttığını ve ton balıklarının git gide daha da zehirleyici olduğunu ortaya çıkarmış.
Harvard Üniversitesinde yapılan başka bir araştırmada ise 1989 ile 2009 arasında ton balıklarında cıva oranının %30’luk bir artış gösterdiği ortaya çıkarılmış. Dünyamız giderek kirleniyor ve denizlerde yaşayan canlılarda bundan nasibini alanlar arasında. Haliyle besin zincirinde tükettiklerimiz arasında yer aldığı için bu işin ucu bize dokunuyor.
Yukarıda da bahsettiğim gibi ‘’ton balığının yenilmesi güvenlidir’’ sözüne artık itibar edilmemelidir. Çünkü büyük balıklar küçük balıkları yiyerek onların zehirlerini biriktirmektedirler.
Cıvanın İnsan Sağlığına Zararları Nelerdir?
- Gündelik yiyecek ve ürünlerde sağlığınızı etkilemeyecek kadar az miktarda cıva bulunur. Ancak çok fazla cıva zehirli olabilir. Özetle zehirlenirsiniz.
- Alzheimer
- Parkinson
- Otizm
- Kaygı – anksiyete
- Depresyon
- Sinirlilik
- Hafıza problemleri
- Uyuşma-uyuşukluluk hali
- Patolojik utangaçlık
- Titreme
- İşitme ve konuşma güçlüğü
- Kas Güçsüzlüğü
- Yürüme zorluğu
- Görme ve duymadaki değişiklikler
- Ellerde, ayaklarda veya ağzın etrafında uyuşma ve karıncalanma
- Küçük yaşta cıvaya maruz kalan çocuklarda öğrenme güçlüğü
- Cıva zehirlenmesi sonucunda kalıcı beyin ve böbrek hasarı
Kaynak: FDA
Cıvanın insan sağlığına zararlarından sonra Japonya’nın Minamata kentinde yaşananlardan bahsetmem gerekiyor.
Japonya’nın Kyushu Adası’nın güneybatı bölgesi olan Minamata şehrinde 1900’lü yılların başında bilinçsiz bir şekilde kimyasal ürünler üreten ve bunun yanında cıva üretiminin de yapıldığı tesisler bulunmaktaydı. Burada yer alan tesisler kimyasal atıklarını kontrolsüz şekilde okyanusa boşaltıyordu.
İnsanlar atıkların zararları konusunda bilinçli olmadığı için yaşamlarına ses çıkarmadan devam ediyordu. Ayrıca Minamata’da bu tesisler dışında halkın önemli bir geçim kaynağının balıkçılık olduğuna da belirtelim.
Bir gün şehirdeki sokak kedilerinde garip davranışlar fark edilmiş; kediler sokaklarda saçma sapan anlamsız hareketlerde bulunuyormuş. Bazıları durduk yere yerlere yığılırken bazıları da önlerindeki engelleri görmeyip duvarlara, camlara tosluyormuş. Uzunca bir süre sebebini kimse anlayamamış.
Bu kediler kirlenen denizden balıkları yediği için ilk zarar görenler arasında yer alıyorlardı fakat kimse bunun farkında değildi. Kedilerin büyük çoğunda ağır beyin travması vardı ve yeni doğan yavru kedilerin büyük çoğunluğu engelli olarak doğuyordu.
Kedilerdeki belirtilerden birkaç yıl sonra Minamata’daki çocuklarda garip davranışlar göstermeye başladı. Minamata’da doğan bütün bebeklerde de gariplik vardı. Çoğu insan kasabanın ‘’lanetli’’ olduğunu ve ‘’kötü ruhlar tarafından ziyaret edildiğini’’ düşünüyordu. Bölgede yaşayan doktorlar yıllarca hastalığın nedenini bulmaya çalıştı ve gerçek ortaya çok geç çıktı. Çünkü kasabada son yıllarda doğan çocukların neredeyse tamamı beyinsel engelliydi. Bu hastalığa ‘’minamata sendromu’’ denildi.
Minamata’da ton balığında yüksek oranda cıva tespit edilmişti. Cıvanın insan vücudundan tamamen atılması üç yıl sürdüğü için burada ton balığı yiyen bir kadın üç yıl içinde hamile kalıyorsa bebeği bundan zarar görüyordu. Çocukların beyin gelişimi 20’li yaşlara kadar devam ettiği için küçük yaşta ton balığı yiyenlerde zarar görüyordu.
Ton balıklarına göre daha az cıva içeren aşağıdaki deniz ürünlerini haftada bir veya iki kez yiyebilirsiniz:
- Hamsi
- Kedi balığı
- Orfoz
- Somon
- Karides
Size blogumda hava cıvadan bahsedip duruyorum. Peki ben ton balığı tüketiyor muyum?
Tüm bu zararlarını bilmeden önce haftada üç kere falan tüketirdim. Hatta öğrencilik yıllarımda her gün ton balığı yiyordum. Geçen yıl ton balığı zehirlenmesi yaşadığım için sabaha kadar kustum. Ardından birkaç olumsuz durum daha yaşadım. Bu ton balığı zehirlenmesinden ve ara ara dokunmasının ardından konserve ton balığı ne kadar tüketilmeli diye araştırmalar yaptım.
Gerekli bilgiyi edindikten sonra yaş grubuma önerildiği gibi iki haftada sadece bir kutu ton balığı yiyorum. Bazen pratik besin diye bazen de gerçekten canım çektiği için yiyorum. Zamanla tamamen kesmeyi düşünüyorum. Bilinç düzeyini arttırmak yeterli olmuyor, zamana yayarak tüketimi bitirmem en mantıklısı…
Türkçe kaynakları taradığınızda ton balığı ve cıva konusunda yeterli içerik yok; aksine ton balığının sağlıklı olduğuna dair binlerce yazı mevcut… Bir şeyin hep olumlu yönlerinden bahsediliyorsa ve olumsuz tek kelime dahi duyamıyorsanız dikkatli olmakta fayda var diye düşünüyorum.
Dünya’nın neresinde olursa olsun ton balıklarında bulunması gerekenden kat kat fazla cıva olduğu ortaya çıktı. Amerika’da doktorlar ton balığı tüketiminin mümkün olduğunca azaltılması gerektiğini söylüyorlar.
Bu yazı yeterli gelmediyse ve sizi ikna edemediysem yabancı gazete, dergi, blog, YouTube videolarına bakabilirsiniz.
Selametle…
Bilgilendirici bir yazı olmuş. Teşekkürler.
Spor yaptığım için düzenli olarak ton balığı yiyorum. Ben ne yiyeceğim bu durumda? 🙁
Hocam düzenden kastın her gün tüketmek ise yazıda belirttiğim gibi bu son derece zararlı. İki haftada bir konserve ton balığı yemek en uygunu…
Merhaba
Bu durumu kanıtlayan ve geçerliliği olan bir araştırma akademik makale yada rapor VS. var mıdır? Biliyor musunuz?
İngilizce anahtar kelime kullanarak arama yaparsanız birçok kaliteli kaynakla karşılaşacaksınız.
Ton balığını çok severim. Yazdıklarınızı okuyunca çok üzüldüm, keyifle ton balığı yiyemeyeceğim artık.
Saklı gerçekleri dile getirdiğim için üzgünüm. 🙂
Makarna veya salata ile baya güzel de gidiyordu. Yazınızı okuduktan sonra bir duraksadım. Ama ben sık tüketen birisi değilim. Bu sebeple benim için konserve balık sanırım “zararlı” aşamaya geçmemiş 🙂
Umarım öyledir hocam. 🙂 Anormallik hissettiğin an ton balığını azaltarak farkı görebilirsin.Tecrübeyle sabittir.
Yazdıklarımı bilimsel hiçbir geçerliliği yokken bu kadar net yazmanız tuhaf ton balığından zehirlenen ilk sizsiniz herhalde cıva sadece büyük balıklarda olmaz bir çok türde olabilir size tavsiyem yasadiginiz bı olumsuzluktan yola çıkarak elinizde veri olmaksızın hiç bir ürünü kotulrmeyin herşeyin azı karar çoğu zarardır ok.
“ok” falan şeklinde yazıyı bitirmek biraz hoş olmamış. Blog ziyaretçisi olmanız ve bilgi paylaşımından faydalanıyor olmanız üslubunuza dikkat etmeyeceğiniz anlamına gelmemeli. Eleştiri yapabilirsiniz eyvallah ama biraz daha seviyeli lütfen.
Bilimsel geçerlilik arıyorsanız lütfen “ton balığı zararları” şeklinde İngilizce arama yapınız. Göreceksiniz yüzlerce kaynak var.
Yaşadığım bir olumsuzluk değil internette detaylı taramalar yaparak bu yazıyı hazırladım. Ürün kötülemesi olsa hiç yemeyin derim. Markaları karalarım. Dikkatli okuduysanız ayda 2 ton balığı konservesi tükettiğim yazıyor.
Dünyanın yalnızca %1’i Türkçe konuşuyor. Kalan %99’unda ne bilgiler var ah bilseniz. Buraya nasıl ulaştıysanız İngilizce anahtar kelimelerle nerelere ulaşabilirsiniz biraz araştırın bakalım Coşkun bey…
Bir çok kaynak var tabii, ne kadar güvenilir?
Civanın insan sağlığına zararları konusunda fda kaynak gösterilmiş ancak güvenilir aralık verilmemiş, bir konserve ton balığında bulunan civa miktarı belirtilmemiş.
Oysa ki daha kolay bir araştırma ile markalı ve kaliteli ton balığı konservelerinde bulunan sadece civa değil tüm ağır metallerin miktarını öğrenebilirdiniz. Fda nın güvenilir aralığının içinde kaldığını da görmüş olurdunuz. Kaynak mı ?ingilizce aratın ama bu sefer miktarları da dikkate alın.
Haftada bir öğün ton balığı tüketmek, sağlıklı kalmanın kolay yollarından birisi! Beyin gelişir, coşar coşar..
Hafta sonu olması sebebiyle birkaç blog yazısı okumak üzere blogsozluk.com üzerinde gezinirken blogunuzla karşılaştım. Ton balığı tüketen bir blog yazarı olarak hem yazınızı hem blogunuzu okudum ve gezindim.
Bir gün unutursam diye yer imlerine de ekledim. Yazmanız halinde ilgiyle takip ediyor olacağım!
Ton balığı konusunda bir dönem gittiğim spor salonunun hocası da uyarmıştı, pek dinlememiştim. Gerçekten çoğu zaman pratik ve proteinli olduğu için yemekle uğraşmamak adına günün kurtarıcısı oluyordu. Ancak hem kendi hem çevremin ton balığına bakış açısını değiştirmeyi ve araştırmasını sağlayacağım. Değerli bir yazı çıkarmışsınız, daha sık yazmalısınız 🙂
Takibiniz ve değerli yorumunuz için teşekkürler. Ton balığı konusunda bilinç düzeyinize katkı sağlayabildiysem ne mutlu bana…
Genellikle iki günde bir içerik paylaşıyorum. Her gün yazmak kaliteyi düşürebilir. 🙂
Okuduklarıma inanamıyorum. Daha önce böyle bir makaleye rastlamamıştım. Elveda ton balıklı salata, elveda ton balıklı sandviç
Hocam ton balığından mahrum kalacaksınız ama sağlığınız için en doğru kararı veriyorsunuz.
Ton balıklarına göre daha az cıva içeren aşağıdaki deniz ürünlerini haftada bir veya iki kez yiyebilirsiniz:
Hamsi
Kedi balığı
Orfoz
Somon
Karides
Can merhaba; bugün markette karşıma çıktı sanırım oda senin yazının başlığını okuduktan sonra bilinç altıma yerleşmiş gördüm elim uzandı sonra dedim boşver kesin sıkıntısı vardır. Eve geldim yazıyı okudum ikide almamışım. 🙂 Yazı için teşekkürler oldukça bilgilendirici oldu benim için.
Merhaba. Dikkatli bir okuyucu olduğun için algın fazlasıyla açık hocam. Ton balığı yazısının dikkatinden kaçması imkansızdı zaten. Çevrendekilere de ton balığının zararlarını anlatırsan ”kelebek etkisi” yaratmış oluruz. 🙂
Birçok uzman yenilir diyor. Siz yanılıyor olmayasınız?
Algı operasyonu için para verilmediğini nereden bilebiliriz? Tabii ki uzmanları dinleyeceğiz. Fakat her şeyin en doğrusunu ve en iyisini onlar biliyor diye bir şey yok.
insan beşer, kuldur şaşar…
referanssız yazı paylaşmayın, ekşiden çalıntı olmuş.
Bu yazı Ekşi’den alıntı ya da sizin tabirinizle çalıntı değil. Öyle olsa arama motorları kopya içeriği üst sıralarda çıkarmaz…. Bu yazı gayet üst sıralarda kaliteli – özgün olarak puanlandırılmış durumda…
Yabancı kaynaklar taranarak derlenen bu yazı ile onların oluşturduğu yazı benzer sayfalardan Türkçeye kazandırılmış olabilir.
Arama motorlarında “Damages of ton fish” yazarsanız birçok kaynak göreceksiniz. Kaynağım o siteler…
Hocam çok teşekkürler. Üniversite öğrencisiyim. Son zamanlarda ton balığını sık tüketiyordum. Fabrikasyon olan her gıdadan uzak durmaya çalışıyorum aslında. Ton balığı içinde “dur şunu bi araştırayım” dedim. Yazınıza rastladım. Artık ton balığı tüketeceğimi pek sanmıyorum.
Rica ederim. Aydınlanma yaşattıysam ne mutlu bana…
“Damages of ton fish” diye bir tabirin kullanılabildiği seviyedeki İngilizce bilginiz ile mi elde ettiniz bütün bu bilgileri? Yazınızda ülkemizdeki konserve ton balıklarının büyük kısmının Skipjack türünde olduğunu neden belirtmediniz? Dünya’nın en kirli denizlerinden birinde avlanan hamsi balığını hangi bilimsel veriye dayanarak tavsiye etttiniz? Ağır metal deyince aklınıza sadece cıva mı geliyor?
Öncelikle Selçuk bey sizin tarzınızda yorumların sıklıkla gelmeye başladığını görüyorum. Şirketler karşı savunmaya geçti diye düşünüyor insan??? Panik yapmayın. Şahsen ton balığını tüketiyorum. Benim amacım kötülemek değil bilinç kazandırmak.
Ben Su Ürünleri mezunuyum. Türkiye’nin bir numaralı firmasında staj yaptım. Birçok balık yetiştiricilik alanı-çiftliği gördüm. İlgili dersleri aldım. Balık anatomisi, Kimya, Mikrobiyoloji, Avcılık, Yetiştiricilik bu yazı için gerekli altyapıya sahibim.
O kadar basit İngilizce bilgimle elde etmedim. “ton balığı zararları” hakkında aramalar yapan ilk kullanıcıya basit anahtar kelimelerle yönlendirme yapıyorum. Bu yazı ilk kullanıcıya yönelik yani… Sizin İngilizce seviyeniz çok iyi olmalı. İngilizce akademik yazılarınızı görebilir miyiz? Ya da boş verin ya Türkçe olsa yeter.
Skipjack türüne girersek o şirketlerin yöntemlerine girer. Tüm şirketlerin yöntemleri hakkında bilgiler verilmesi gerekiyor. Benim amacım şirket adı ve yöntemleri değil! Üzgünüm… Bu konuya değinmeyeceğim.
Ağır metal deyince aklıma sadece cıva gelmiyor! Minamata ve bu sendroma bağlamak için cıva üzerinden gittim.
Beyefendi, size öncelikle ön yargılarınızdan arınmanızı tavsiye ederim. Herhangi bir şirketle bağım olmadığı gibi her önüme gelen yazıyı ciddiye alıp panik yapacak halim de yok.
Evet İngilizce seviyem oldukça makul seviyede. Lisans seviyesinde elektrik-elektronik mühendisliği öğrenimim olduğu için size örnek gösterebileceğim akademik yayınlarım yok. Ancak defalarca aldığım 95 üzeri YDS puanlarım var, çok istiyorsanız mailinize göndereyim.
Ne mutlu ki ülkemizde bazı üreticilerin satın aldığınız deniz ürünlerinin üretim süreçlerini gösteren uygulamaları var. Ben özellikle bu firmaların ürünlerini satın alıyorum. Diğer firmaların ürünleri beni de ilgilendirmiyor. Benim tüketici olarak yapabileceğim bununla sınırlı.
Son olarak devamlı bahsini ettiğiniz sendroma ismini veren Minimata Koyu’nun bulunduğu ülke olan Japonya’nın, beslenme rejmleri büyük ölçüde deniz ürünlerine dayalı olmasına rağmen nasıl yeryüzündeki en yüksek ortalama yaşam süresine sahip olduğunu (uzmanlık alanınız olduğu için affınıza sığınarak soruyorum) bizlere açıklar mısınız? Madem deniz ürünleri böyle riskler barındırıyor, nasıl oluyor da bu insanlar bu kadar uzun yıllar sağlıklı yaşayabiliyor?
Klasik yumurta örneğini vererek sonlandırıyorum postumu. Yıllarca “koca koca” uzmanlar, profesörler yumurtanın sağlığa zararlı olduğunu iddia ederek halkı bu kadar faydalı bir besinden mahrum bıraktı. O yıllar boyunca yenmeyen yumurtanın eksikliğinin insanlara vermiş olduğu yoksunluğun hesabını kim verecek? Siz yazınızda haftada bir kereden fazla ton balığı tüketilmemesini tavsiye etmişsiniz İngilizce kaynaklara dayanarak. Eminim ki kısa bir arama yapsam bunun tam tersine her gün yenebileceğini söyleyen bir sürü makale bulabilirim.
Neyse çok uzattım ama makalenizin plagiarism oranına katkıda bulunmuş oldum 😉
İyi günler dilerim…
Önünüze gelen her yazıyı ciddiye almayıp bu kadar uzun yorum yapmaya çalışıp köşeye sıkıştırma çabalarınızın boşuna olmadığını düşünüyorum. Her yorum yapışınızda bu düşüncelerimi destekler nitelikte olmaya başladı.
YDS puanınızın yüksek olması çok iyi İngilizce bildiğinizi göstermez. Sınav İngilizcesi bambaşkadır. Ve bu birini küçümsemenizi kesinlikle gerektirmez.
“Ne mutlu ki ülkemizde bazı üreticilerin satın aldığınız deniz ürünlerinin üretim süreçlerini gösteren uygulamaları var. Ben özellikle bu firmaların ürünlerini satın alıyorum. ”
Yukarıdaki yorumunuzdan ne çıkar biliyor musunuz? İnsanları yorumlarımda geçen anahtar kelimelerle araştırmaya yönlendirip ilgili firmanın ürünleriyle karşılaştırayım. Bunu bile bile yorumunuzu onayladım!!! Algı kasıyorsunuz. Niyetiniz farklı…
Japonya’da refah seviyesi, genetik faktörler gibi birçok etken var. Su ürünleri yetiştiriciliği dersimize Japonya’da Su Ürünleri Üniversitesinden (Fakülte değil Üniversite) bir profesör misafir oldu. Uzun yaşamalarını genetik, hava kirliliği yok, kültürel stres yok, savaş yok, refah var tarzında birçok açıklamada bulundu. Sadece DENİZ ÜRÜNLERİYLE alakalı olmadığını özellikle belirtti.
Yumurta örneğiniz gerçekten çok komik olmuş. Bir yumurta tüketmek bir insanın en az beş sigara içmesine eş değer. Siz hala sağlıklı bilin. Hey gidi hey!!
https://candirgen.com/yumurtanin-uzerindeki-kodlar-ne-anlama-geliyor/
++ Soner Yalçın – Saklı Seçilmişler kitabını okuyun derim.
Hocam kusura bakmayın ama saçmalamaya başladınız maalesef. Ben devlet memuruyum ve hiçbir üreticiyle herhangi bir bağım yok, bu saçma iddianız sıkıcı oldu artık.
İngilizce seviyem ile ilgili kısma gelirsek… Ben yanlış bir kullanımınızı biraz da hiciv ile dile getirdim. Siz ise buna karşılık beni bütünüyle alaycı yaklaştınız. YDS’nin ne kadar ölçmede yetersiz bir sınav olduğunu biliyorum ayrıca, bunu belirtmenize gerek yok benim gibi birine. Ancak türlü ezber teknikleriyle 60 üzeri puan alamayan birçok akademisyenin olduğu bir ortamda 95 üzeri puan alan birinin yabancı dil seviyesini küçük görüp görmemek herkesin kendi takdiridir.
Japonya örneğinde ben oradaki insanların diğer yaşam koşullarını veya genotiplerini merak etmedim. Sorduğum sor çok net. Bu insanların vücutlarında bunca deniz ürünü tüketiminden dolayı biriken zararlı ve zehirli maddeler nereye gidiyor? Nasıl olur da ömürlerini kısaltmaz? Ya da 50-60 yaşında parkinson veya alzheimer oluyorlar ve 90 yaşına kadar öyle yaşıyorlar da bizim mi haberimiz yok? Onlar ayda kilolarca deniz mahsulü tüketiyorlar sıkıntı yok ama biz haftada 300 gram ton balığı tüketsek türlü türlü sendromlara yakalanırız öyle mi?
Yumurta konusuna gelelim. Siz kendi blogunuza link vermişsiniz. Ben size American Heart Association’ın websitesinden bir link vereyim:
https://www.heart.org/en/news/2018/08/15/are-eggs-good-for-you-or-not
Objektif biri olduğunuzu iddia ediyorsanız bu sayfayı da dilimize çevirip kaynak göstererek sayfanızda yayınlarsınız ve tercihi ziyaretçilere bırakabilirsiniz.
Ben ayrıca sizin sağlıklı protein kaynakları için tavsiyelerinizi de merak ediyorum. Hangi besin kaynaklarından günlük protein ihtiyacımızı karşılayabiliriz? Burada spor yapan bir insanın bir günde kilosunun bir buçuk katı kadar protein alması gerektiğini göz önüne alarak tavsiye verirseniz daha iyi olur. Tabii spor da zararlı deyip bu miktarı azaltabilirsiniz. Gerçi o zaman bile 80 kiloluk bir erkeğin 70 gram civarı protein alması gerekli bir günde. Tavsiyelerinizi merakla bekliyorum.
Neden yazınızı ciddiye alıp cevap uzun uzun cevap verme ihtiyacı hissettiğime gelirsek. Çünkü gıcık oldum. Yani şöyle gıcık… Her önüne gelen her konuda fikir beyan edip duruyor ve bu beyanların hiçbir bilimsel geçerliliği yok. Olsa bile, örneğin bizim burada dahil olduğumuz gıda konusunda, bir besinin sadece zararlı tarafları gösterilerek değerlendiriliyor. Evet ton balığı da civa vardır, evet yumurtada vücuda zararlı yağlar olabilir ki çiftlik üretimi olmasından doğan sakıncalar da cabası… E peki ton balığındaki yağ asitleri, yumurtadaki protein ve aminoasitler? Abi anlamıyorum ya o zaman neden ürüyor insanoğlu? Yani şimdi çocuk yapmak faydalı mı zararlı mı? Doğaya verdiği zararı kastetmiyorum zaten onu Neo suratımıza Osmanlı şamarı gibi vurdu zamanında, yeryüzünün gerçek virüsleriyiz. Çocuk diyorum yapmak diyorum faydalı mı? Ebeveynlerine mutluluk verecek, evrene anlam katacak bir bilinç oluşacak dolayısıyla faydalı. Ölecek, zararlı. Neyse sıkıldım vazgeçtim yazmaktan. Ha ne diyordum… Gıcık oldum orada burada okuduğum saçmalıklardan (bana göre tabi ki) ve şans burayaymış burada patladım. Olay bu.
Sağlıklı günler…
Sizin hiciv dediğiniz şey başlangıçta dalga geçmeye ve küçümsemeye yönelikti. Beni anlamanız için aynı oranda alaycı yaklaştım. (mütekabiliyet)
Ton balığı yazımı okurken önyargısız ve algılarınız açık okuduğunuza emin olamadım. Japonya hakkında sorduğunuz sorular ve tereddütlerinizi anlıyorum. Yazımda ton balığı büyüdükçe yediği küçük balıklardaki birçok bakteri ve zehirli unsur vücuduna girer diyorum. Bunları diğer canlılar gibi atamaz diyorum! Japonlar ton balığına göre daha zararsız olan ve yaşamsal fonksiyonlarını kaybettirmeyecek deniz ürünlerini tüketiyor olabilirler. Bu adamlar sabah akşam ton balığı ya da büyük balıklardan yemiyorlar ya!!! Küçük balıklar ve masum deniz ürünleri ton balığına göre daha az zararlı madde ve atık bulundurmaktadır. Bu kısmı ve beni tam anlamıyla algılamanız için yazıyı bir daha okumanız gerekiyor.
American Heart Association şirketler tarafından finanse edilmektedir. Güvenilirliği durumdan duruma değişkenlik gösterebilir. American Heart Association sitesinde kalp hastalıkları ve kırmızı et ilişkisini gayet yüzeysel geçiştiriyor. Şirketler tarafından kırmızı et masumdur tarzında aklayıcı yazı için finanse edildiği Michael Moore belgeselinde bahsediliyor. Bakabilirsiniz.
Evet, spor oldukça zararlı! Yaklaşık 5-6 ay önce gittiğim fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanına rahatsızlıklarımı bildirince sporun buna neden olduğu ve yapmamam konusunda uyarıldım. Spor yapmak ve protein ihtiyacını dengeli sağlamak istiyorsan bir uzmandan yardım alabilirsin. Ya da protein tozuna devam. 🙂
Yorumunuzun son kısmında kahkahalar eşliğinde varoluşsal sancılarınızı okudum. Halinize üzüldüm. Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan? Hayat sorgulamanızda başarılar dilerim.
Tavuk zararlı.
Yumurta zararlı.
Balık zararlı.
Spor zararlı.
Kırmızı et… Hala soruyor musun? Zehir.
Nasıl olduysa protein tozu aradan sıyrılmış ama 🙂
Michael Moore olmazsa olmaz… 9/11’in inside job olduğuna inanıyorsun da Ay’a insanlı yolculuğun hoax olduğuna neden inanmıyorsun diye sorası geliyor insanın 🙂 Sana değil tabi soru anlayana…
American Heart Association finansmanla manipüle edilebilir ama Mayk haaşa… Tabii… Baba Komplo bunlar baba!
Artık samimi olduğumuza göre… Dostum amatör spor yapıyorsun sakatlanıyorsun, ton balığı yiyorsun zehirleniyorsun. Bir şeyleri eksik ya da yanlış yapıyorsun ama nerede? Varoluşlar sancılarıma gülen adama bak ya. Benim en azından varolma ihtimalim senden çok. Sen kuru yerde sele gidiyorsun 🙂 Arap sen yapma.
Hem bana alaylı konuştu diye kızan adamın söylediği şeylere bak. Anamız bizi doğurarak bizzat kendimize iyilik mi yaptı kötülük mü? Bunun cevabını verebilirsen yumurta zararlı mı değil minin de cevabını alırsın demek istedim. Senin gibi bir adam şu inceyi görmüyorsa yani… Üzüldün halime de sanki sen ölümsüzsün. Ton balığından zehirlenen adam… Geç dalganı… 😉
İyi dileklerin için sağol. Allah razı olsun.
Yeterli protein almak konusunda sıkıntı yaşayanların hepsi protein tozu kullanıyor. Kafaları rahat… Kanser hücreleri besleniyor ya da iç organları zarar görüyor çok takılmıyorlar.
Micheal Moore reis doğru şeylerden bahsettiği için ters itibar operasyonuyla ciddiye alınmaması sağlanıyor. Size bakılırsa yabancı medya algı operasyonunda gayet başarılı olmuş.
Askerde tanıştığım vücut geliştirme yapan arkadaşım (yarı profesyonel olarak) diz sakatlığı nedeniyle daha yeni sporu bıraktığını söyledi. Bu bir örnek. Çevremde sporun zararları konusunda onlarca örnek var. Koşu bandının diz kapaklarına yaptığı baskı vb. çok değişik şekilde zarar gören insanlar var.
Varoluşsal sancı atarınızın bana yönelmesi komik geldi ve güldüm. Çünkü muhatabınız ben değil hayat, sistem… 🙂 Var olma veya olmama gibi ihtimalleri kıyas yapıp basitleşmeye ve ikili tartışmaya gerek yok.
Ben ölümsüz değilim. Sadece yaşam kalitemi yükseltmek amaçlı aydınlanıyorum. İnsanlara da bu konuda bilgiler aktarıyorum. Aydınlanmak istersen diğer yazılarıma da göz atabilirsin:
https://candirgen.com/monosodyum-glutamat-msg/
https://candirgen.com/sls-nedir/
https://candirgen.com/florur-nedir-florurun-zararlari-nelerdir/
https://candirgen.com/seker-tuketmemeniz-icin-11-neden/
https://candirgen.com/camasir-deterjanlari-hakkinda-8-kirli-gercek/
https://candirgen.com/islenmis-gidalarin-sagliga-zararlari/
Günümüzdeki ton balığı konservelerinin birçoğu yağ kullanılarak yapılıyor. Doymuş yağ oranı yüksek konserveler maalesef kalp ve damar tıkanıklığına neden oluyor. Üstelik tek sorun bu değil. Konservelerde kullanılan doymuş yağ kötü kolesterolün yükselme sebeplerinden birisidir…
Konserve ton balığı ağır metal içeriyor mu? Sağlıklı mı, zararlı mı?
Konserve ton balıkları ağır metal içeriyor mu, sağlığa zararlı mı, faydaları neler.. Ünlü bir firmanın CEO’su anlatıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=e_qpq09HpSc
Tarafsızlığımı kanıtlamak için farklı kaynaklardan linkler paylaşmaya devam edeceğim.
Paylaşılan içerikte ”Araştırmalara göre” ”Amerikalı doktorlara göre” vb. bir çok bilimsel görülen cümleler içeren ZIRVALAR var başka bir şey yok. Zırvalar diyorum çünkü KAYNAK YOK!!!!!!!! Yorumlara baktım uzun uzun cevaplar var ama kaynak yok. Başta ”Araştırmalar” yazısını görünce ciddi ciddi zaman ayırıp okudum sonunda en ufak bir kaynak göremedim. (FDA’dan paylaşılan CİVA hakkındaki kaynak TON BALIĞI özelinde yapılmış bir kaynak değil dolayısı ile içerik içerisinde ana kaynakları destekleyici kaynak olur nerede bu ANA KAYNAKLAR?)
Bu içeriğin facebook vb. sosyal sitelerde siyah arkaplan önüne yazılan beyaz yazılardan farkı nedir? Siz bu içeriğin özgün olduğunu iddia ediyorsunuz ama KAYNAK paylaşmıyorsunuz. Amacınız insanları bilgilendirmek ise bilimsel argümanlar kullandığınız içeriği nasıl oluşturacağınızı ve nasıl referans vereceğinizi ÖĞRENİN!
Anahtar kelime verip insanlara araştırın diyorsunuz. Ben okuduğum ”Bilimsel verilerden” bahseden bir içerikteki ”Amerikadaki bir araştırmaya göre” yazısındaki araştırmayı tek tek makale tarayarak kendim mi bulacağım? Sizin akademik veri tabanında kaç milyon makale, araştırma sonucu vb. olduğundan haberiniz var mı?
Araştırmaların kaynağını içerikte paylaşsana kardeşim bizde okuyalım teşekkür edelim sana Türkçeye çevir paylaş diyen yok.
Bu yorumda TON BALIĞININ FAYDALARINDAN veya ZARARLARINDAN bahsetmiyorum yorumumda içeriğin kaynaklara atıf yapmadan ”BİLİMSEL” cümleler içermesinin ne kadar ZIRVA olduğundan bahsediyorum.
Buyrun bilimsel veriler paylaşılan bir içeriğin nasıl olması gerektiğini buradan ÖĞRENEBİLİR daha sonraki benzer içeriklerde gerekli sorumluluğu alarak içeriğinizi ZIRVA olmaktan kurtarırsınız.
healthline.com/nutrition/mercury-in-tuna#frequency
Yukarıdaki siteyi iyice gözden geçir kaynakların nasıl muazzam şekilde sıralandığına bak söylenen her bilimsel veri akademik kaynaklar dahil olmak üzere DESTEKLENMİŞ.
Yok efendim ŞİRKETLER böyle göstermek istiyor şöyle göstermek istiyor geçin bu zırvaları insanlara bilimsel kaynak okumayı öğretin şirketlerin zırvalarını dinlemek zorunda kalmasınlar.
Hadsiz laflarınız ve çok bilmiş tavırlarınız zavallıca… Komiksiniz. Bilim bilim diye konuşuyorsunuz vasfınız nedir? Sıradan web okur-yazarısınız işte kendinizi niye abartıyorsunuz ?
“ZIRVA” kime göre neye göre? Bu blogu açtığım ilk aylarda yazdığım makalenin kaynaklardan yoksun yazılması evet bir kusurdur ama ilgili aramalarla yabancı sitelerde kaynakları görebileceğiniz için zırva değildir. Akademik veri tabanını boş verin. Adam akıllı İngilizce içerikleri araştırın.
Bünyesinde Amerika’nın önde gelen kırk kadar sağlıkla ilgili web sitesini barındıran, şirketler tarafından finanse edilen, binlerce editörü olan healthline ile beni kıyaslaman komik..
Ben tek kişiyim onlar binlerce kişilik ekip… Tabii ki daha güzel referans verecekler. Ayrıca çarpıtılmış gerçeklik için para alıyorlar…
Bilimsel kaynak vermem gerekiyor ama bilimsel kaynak okutmayı öğretmek zorunda değilim. O iş üniversite hocalarına ait… Ben kendi çapımda blog yazarıyım.
Beğenmeyen sayfayı kapatıp başka siteye bakabilir. Çarpıtılmış gerçekliklere inanıp genç yaşında sağlık sorunları ile uğraşabilir ya da kanser olabilir.
Celal Bey gayet haklı ve bilimsel bilgiler paylaşmış. Sizin gibi hiçbir bilimsel açıklaması bulunmayan komplo teorileri üzerine yazı yazmamış. Üniversite 1.sınıftan meslek hayatıma kadar (7 Sene) hafta en az 3 kere tükettiğim bir üründür kendileri. Et, yumurta, balık gibi hayvansal ürünlerden başka, vücudumuz için elzem olan esansiyel aminoasit ve esansiyel yağ asitlerini almak için ne tüketmemiz ve ne kadar tüketmemiz gerekiyor sayın Can bey sorarım ??
Et, yumurta, balık gibi hayvansal ürünlerden başka, vücudumuz için elzem olan esansiyel aminoasit ve esansiyel yağ asitlerini almak için vejetaryen hatta bir üst mertebesi olan veganlar ne yapıyor bir araştır bakalım. Süper zekalı arkadaşım.
Amerika Michigan Üniveristesinde Doktora yapan birisi olarak söylemem gerek ki, yazınızda yazanlar tamamen saçmalık. Sizin dediğinize bakılırsa insanin nefes alması da zararlı vücuda giren oksijenin oksidasyonu sonucu çıkan durumlardan dolayı.. Böyle konular için ciddi araştırma yapıp paylaşmanızı rica ediyorum.
Ciddi araştırmalar sonucunda bu yazı ortaya çıktı. Saçma dediğiniz şeyler bilimsel makalelerden derlendi. Ayrıca su ürünleri mezunuyum. Türkiye’nin en ünlü firmasında çalıştım. Staj yaptığım ve ziyaret ettiğim firmalar gayet üst seviye yerlerde. Burada yazanlar sektörde bilinen gerçekler..
Madem Michigan Üniveristesinde doktora yapıyorsunuz akademik araştırmalar yaparak makale hazırlayın. Benim yazımı çürütün.
Dogal olan Her nimete şükretmek lazım uzayda yaşam olabilir bizene ?ton balığı severek yemekteyiz her seyin fazlalsi zarar o ayrı ,,,,sokakta başıma bişey gelir diyip bundan sokağa çıkmamaktan farksız ton balığı yememek tercih meselesimi? herkese tavsiye ederim balik yiyin daha zeki olursunuz emin olun Karadeniz’de tutulup taze gelen balikrdan ,,ton balığı konservesi daha az cıva v.s barındırıyor .(ton balığı yiyin ve yediri. Amá toňtonlardan uzak durun)
Sokakta başınıza bir şey gelir diye sokağa çıkmamakla ton balığını nasıl benzetebilirsiniz??? Gerçekten kutluyorum sizi. Umarım troll bir yorumdur.
Yazıyı okudum bununla ilgili benzer yazılar okumuştum.
Genel olarak hayatımızı kuşatan bir çok zararlı ve zararı net olarak ispatlanmış olanlardan daha zararlı olduğunu düşünmüyorum ton balığının.Günümüz şartlarında proteine ulaşmak hayli pahalılaştı. Bu protein kaynağı olan ton balığını tamamen hayattan çıkarmak ne kadar isabetli? Şahsen genelde Light olarak adlandırılan Suda ton balığını tercih ediyorum.
Diğer bi hususta yazı sahibi okuduklarıma göre biraz sinirli. Her karakter farklıdır ama yorum küfür içermedikçe hep en sakin halinizle kalabilmek sizin elinizde. Provakasyon dahi olsa bunu ustaca kontrol edebilirsiniz diğer türlü aksi yoruma tahammülünüz yok gibi gözüküyorsunuz. Bunun böyle olmasını bir sebebi de emek vermeniz elbette. Emeğe daha fazla saygı bekliyorsunuz ancak eğer vitrine bir ürün konuyorsa bununla ilgili ne emek verilmişse de övgü – yergi göze alınmış olmalı.
Not: İmla, yazım hatalarım için bağışlayın.
Öncelikle yapıcı yorumunuz ve bana dair eleştirilerinizi dile getirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Dikkate alacağım.
Aksi yorumlara tahammülümün olmaması imajını bu yazıda umursamamaya başladım. Diğer yazılarıma bakarsanız oradaki yorumlarda gerçek kişiliğimi görebilirsiniz. Bir fikir öne sürüyorum. Tam tersi düşüncede yapılacak yorumlara saygı duyarım. Fakat karşı düşüncede olmak bu yazıya ve doğal olarak bana hakaret etme hakkını vermiyor. Onaylamadığım hakaret içeren yorumları görseydiniz bana hak verirdiniz.
Sorunuza gelirsek tamamen hayatından çıkarmak kişinin kendi tercihi.. Yapabiliyorsa alternatif besinlerle eksiğini her türlü kapatır.
Can bey gerçekten yazınızı çok beğendim. Bilgilendirici yazı için teşekkürler. Siz laf söyleyenlere takılmayın…
Güzel yorumunuz için teşekkür ediyorum.
Merhaba,
Ben 2 yıldır haftada 300-360 gram ton balığı tüketiyordum. Ağırlık antrenmanı yaptığım için kaliteli bir besin kaynağı idi benim için ayrıca ton balığının tadını da çok severim. Ancak son zamanlarda sol arka kol kasımda seğirmeler başladı ve gün geçtikçede sanki sıklığı artıyordu. neden olabilir diye araştırdım ancak internette adam akıllı bişey bulamadım ben de kas seğirmelerinin sinir sistemi ile ilgili olduğunu bildiğimden ton balığındaki civa ile ilgili olabilir mi diye ton balığı tüketimini tamamen kesmeye karar verdim. 2 haftadır falan hiç yemedim ve kolumdaki seğirmeler bayağı azaldı. Ton balığı ile ilgili midir bilmiyorum ama bir süre daha bu şekilde devam edeceğim. Hatta daha sonra da ton balığı tüketimini sınırlı tutmayı düşünüyorum.
Merhabalar, yorumunuzla yazıya katkıda bulunduğunuz için teşekkür ediyorum.
Sağlık durumunuz ton balığı ile alakalı olabilir. İlerleyen haftalarda-aylarda durumunuzu yorum olarak iletirseniz sizdeki değişiklerden haberdar olalım.
Kedidir kedi
Ben öğlen ve akşam günde iki büyük kutu ton balığı yiyorum. Dedikleriniz her besinde olabilecek şeyler. Tavukların danaların nasıl beslendiğini biliyor musunuz? Sen mideni bozup üşütmüş kusmuşsun balığı suçluyorsun. Saçma bir yazı olmuş. Ayrıca aynısı ekşi sözlüktede var. Kim yazdı bu yazıyı siz mi oradaki arkadaş mı? Neyse iyi günler.
Tavukların ve danaların nasıl beslendiğini biliyorum. O sektöre dair inanılmaz detaylar var. Günlük yaşamımda bu bilgilere sahibim henüz bloguma aktarmadım. Tavuklara basılan östrojen nedeniyle erkeklerde meme oluşması, testosteron düşüklüğü…. Kırmızı etteki antibiyotikler bunlar yazabileceğim konular arasında yer alıyor. Midem bir kere rahatsızlanmadı o kadar basit değil.
Ekşi sözlük ya da fark etmez aydınlanan insanlar benim vardığım sonuca ulaştığı için çıkarımlar benzer olabiliyor.