Nikolay Çavuşesku, Romanya’nın tarihine damgasını vurmuş bir lider. 1965’te Romanya Komünist Partisi’nin başına geçtiğinde, kimse onun ülkeyi nasıl bir yola sürükleyeceğini tam olarak kestiremiyordu. Çavuşesku’nun iktidarı, başlangıçta umut verici görünse de, zamanla bir kabusa dönüştü. İşte, Çavuşesku’nun 25 yıllık iktidarının kısa bir özeti.
Çavuşesku, iktidarının ilk yıllarında bağımsız bir dış politika izledi. Sovyetler Birliği ‘ne karşı Batı ile yakın ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu, ülkeye bir süreliğine olumlu bir hava kattı. Ancak, bu bağımsızlık arayışı sadece dış politikayla sınırlı kaldı. İçeride ise, Çavuşesku giderek daha otoriter bir yönetim benimsedi.
1970’lerden itibaren, Çavuşesku’nun kişisel kültü artmaya başladı. Kendini “Karpatların Güneşi” olarak ilan etmesi, bu kültün ne denli büyüdüğünü gösteriyordu. Aynı dönemde, devasa projelere imza atarak ülkenin ekonomisini büyük bir borç batağına sürükledi. Bükreş’te inşa ettiği devasa Parlamento Sarayı , bu projelerin en sembolik olanıydı. Halkın temel ihtiyaçları karşılanamazken, Çavuşesku’nun lüks düşkünlüğü giderek daha fazla tepki çekti.
Çavuşesku’nun ekonomik politikaları, Romanya halkını yoksulluğa ve yokluğa mahkûm etti. 1980’lerde uygulamaya koyduğu tasarruf tedbirleri, enerji ve gıda kıtlığına yol açtı. Temel tüketim malları karneye bağlandı. Halk, soğuk evlerde, karanlıkta ve açlıkla mücadele ederken, Çavuşesku’nun baskıcı rejimi her türlü muhalefeti susturuyordu.
1989’a gelindiğinde, Romanya’da değişim rüzgarları esmeye başladı. Doğu Avrupa’da yaşanan devrimler, Çavuşesku rejiminin sonunu getirdi. Aralık 1989’da başlayan halk ayaklanmaları, Çavuşesku’nun devrilmesiyle sonuçlandı. 25 Aralık 1989’da, Çavuşesku ve eşi Elena, hızlı bir yargılamanın ardından idam edildi.
Sonuç olarak, Nikolay Çavuşesku’nun iktidarı, umutla başlayıp trajediyle sonuçlanan bir dönem olarak tarihe geçti. Ekonomik hatalar, baskıcı yönetim ve kişisel kült, bu dönemin en belirgin özellikleriydi. Çavuşesku, tarihin ders kitaplarında bir uyarı niteliğinde anılmaya devam edecek: Gücün nasıl kötüye kullanılabileceği ve halkın iradesinin ne denli güçlü olabileceği üzerine bir ders.