Psikologlar, bir kapıdan geçmenin veya başka bir odaya girmenin beyinde bir “zihinsel tıkanıklık” yarattığına inanırlar. Açık kapılardan geçmek hafızayı sıfırlayarak yeni bir bölüme yer açılmasını sağlar. Bu psikoloji de kapı etkisi olarak adlandırılır.
Televizyonun önünde oturduğunuzu ve en sevdiğiniz TV programını izlediğinizi hayal edin. Bir reklam arası verildi, bu yüzden kanalı değiştirmek istiyorsunuz ancak uzaktan kumanda hiçbir yerde yok. Diğer odada ailenden birine seslenirsin ve o da sana kumandanın mutfaktaki buzdolabının üstünde ya da mutfak masasının üstünde olduğunu söyler.
Yavaşça mutfağa doğru giderken aniden telefona bildirim gelir. Mutfağa girer girmez telefonu açıp bildirimlere bakarsınız. Telefonla işiniz biter bitmez başınızı kaldırıp mutfakta olduğunuzu fark edersiniz ama nedense geliş nedenini bulamazsınız!
Kendinize şöyle dersiniz: “Buraya neden geldim? Burada ne yapacaktım?”
Sizi mutfağa neyin getirdiğini hatırlamaya çalıştıktan sonra vazgeçiyorsunuz ve asıl görevinizi yani mutfaktan kumandayı getirmeden televizyon odasına geri dönüyorsunuz.
Bu, bir odaya girer girmez ne yapmamız gerektiğini bazen nasıl unuttuğumuzun klasik bir örneğidir. Bunu yaşayan bir tek sen olduğunu düşünüyorsan sana yalnız olmadığını söyleyeyim. En iyi anılara ve fil zekasına sahip insanların da başına gelebilir; aslında herkesin başına gelir!
Kapı Etkisi Nedir?
Genellikle bir odaya gireriz ve orada ne yaptığımız hakkında hiçbir fikrimiz olmaz. Psikologlar bu fenomeni kapı etkisi olarak adlandırırlar.
Beyin araştırmalarının ilk yıllarında bilim adamları insan hafızasının yaşamlarımızdan küçük deneyim kutularını saklayabileceğimiz çok sayıda bölümü olan bir dolap gibi olduğunu düşündüler. Kutular sonsuza kadar orada kalacaktı ve ne zaman onlara bakmamız gerekse o belirli bölüme gidip o hafıza kutusunu geri alabilecektik.
İnsan hafızasına dair bu açıklama kulağa ne kadar hoş gelse de bu doğru değil. Beynimiz çok daha karmaşıktır ve son çalışmaların gösterdiği gibi bir kişi yaşamı boyunca değişme yeteneğine sahiptir.
İnsan anıları net, doğrusal anlatıların aksine epizodiktir; bölümlere ayrıldığı ve onları oluşturan kişiye güçlü bir şekilde bağlı olduğu anlamına gelir. Örneğin; bir kişinin belirli bir olayı hatırlama şekli başka bir kişinin tam olarak aynı olayı hatırlama şeklinden büyük olasılıkla farklı olacaktır.
Kapı etkisi üzerine ilginç bir çalışma
Gabriel Radvansky ve Notre Dame Üniversitesindeki meslektaşları tarafından yürütülen bir dizi çalışmada soyunma odaları ve kapılardan geçmenin aslında bize bir şeyleri unutturduğu gözlemlendi.
İlk çalışmada bazıları büyük ve bazıları küçük olmak üzere toplam 55 odadan oluşan bir televizyon ekranında gösterilen sanal gerçeklik ortamında gezinmek için bilgisayar düğmelerini kullanmak üzere düzinelerce katılımcıyı işe aldılar.
Her masada katılımcı tarafından alınır alınmaz artık görünmeyen bir eşya vardı. Katılımcıların görevi, bir öğeyi alıp başka bir masaya götürmek, orada koymak ve yeni bir tane seçmekti.
Katılımcıların “hafıza performansının açık bir kapıdan geçtiklerinde, aynı oda içinde aynı mesafeyi yürüdüklerinde, yani bir kapıdan geçmediklerinde olduğundan daha kötü olduğu gözlemlendi.
Araştırmanın bir sonraki bölümünde araştırmacılar, katılımcıların gerçek bir ortamda seyahat ettikleri gerçek odalar bazında kapı açma etkisini test ettiler. İlginç bir şekilde insanların bir kapıdan geçerken önceki nesneyi hatırlamaları zor olduğu için aynı gözlemler kaydedildi.
Kapı Etkisinin Sebebi Nedir?
Şimdiye kadar bu fenomenin somut bir açıklaması yok; ancak psikologlar bir kapıdan geçmenin ve farklı bir odaya girmenin beyinde zihinsel bir blok oluşturduğuna inanıyor. Bu hipotez, kapılardan geçen insanların hafızalarında bir ‘bölünme‘ yaşadıklarını gösteren hafıza üzerine yapılan bir çalışma tarafından desteklenmektedir.
Ayrıca açık kapılardan geçmenin yeni bir bölümün ortaya çıkmasına yer açmak için hafızayı sıfırladığı düşünülüyor. Bir kapıdan, bir odadan diğerine geçmenin bu kısa deneyimine konum güncelleme etkisi denir.