Türk Dil Kurumuna göre fakirlik; yoksulluk, verimsizlik, kısırlık, yetersizlik anlamına geliyor. Ama bence bu kadar basit bir anlamı yok; fakirliğin bir süreç olduğunu düşünüyorum. Bu yazının aslında başı veya sonu yok. Uzun bir yazıda olmayacak. Fakirliğin basit tanımı olmadığını ve tam anlamıyla bir süreç olduğuna sizi ikna etmeye çalışacağım.
Cebinde paran yoktur karnını doyuramazsın, kıyafet alamazsın ama bir süre sonra eline biraz para geçer karnını doyurursun, kıyafetini alırsın ihtiyaçlarını kısa sürede gidersin. Fakirlikten çıktın mı, çıktın!
Çalışmazsın bir süre paran yoktur. Daha sonra işe girersin kısa süreliğine fakirlikten kurtulursun. Bunlar fakirliğin kısa süreli tanımına giren ama bir şekilde fakirlikten kurtulduğun, kendini sürecin dışarısında tuttuğun zamanlardır. Bunlar çoğu insanın kabul ettiği fakirlik tanımıdır.
Fakirlik hakikaten bir süreçtir. Düşünün şimdi arabanız yok. Mesela benim yok. Çoğu yeri gezip göremiyorum. Dünyam çok sınırlı. Farklı kültürlerle etkileşime giremiyorum. Bu beni olumsuz etkiliyor mu evet kesinlikle etkiliyor.
Neyse… Benim dışıma çıkalım.
Cebinizde yeterli paranız yoktur. Kıyafet alamazsınız. Kıyafet alamadığınız için daha güzel ortamlara girip daha yeni ve elit insanlarla tanışmanız mümkün değildir.
Tüm arkadaşlarınız güzel bir restorana giderken sizin yeterli paranız olmadığı için onlara katılamazsınız. Onlar rahat rahat yemeklerini yiyip diğer insanlarla sosyalleşirken, çevrelerini genişletirken siz dışarıda öylece beklersiniz. Çevreniz çok sınırlı kalır. Onlar belki gittikleri yemekte yeni iş ortakları bulacaklar, kapı kapıyı açacak… Ama siz??? Bunları düşündükçe kafayı yersiniz. Bu da sizi psikolojik anlamda etkiler. Fakirlik insanı mental rahatsızlıklara sürükler.
Spor salonuna, hobiler için kurslara gidemediğiniz için evinizde öylece tavanı izlerseniz. Dünya dışarıda akmaya devam eder. Spor salonundakiler spordan sonra bira içmeye belki sevişmeye giderken siz evinizde durmaya devam edersiniz. Hobi kurslarında insanlar birbiriyle etkileşim kurarken siz balkondan karşı apartmandaki atletli amcayı seyreder durursunuz.
Varlıklı insanlar kaliteli ve güzel beslendikleri için yüzleri, gözleri özetle fiziksel halleri daha iyi olur. Fakir karnını doyurmaya odaklandığı için tam anlamıyla beslenmekten mahrum kalır. Fiziksel olarak doğrusunu söylemek gerekirse çirkin olur.
Motorun vardır, motorcularla ortam yaparsın. Bisikletin vardır, bisikletçilerle tanışırsınız. Ya da bir çocuksundur baban sana paten alır ve paten alanında onlarca kişiyle sosyalleşme imkânı bulursun. Paten olmadan maddi anlamda bunu sağlamadan o sosyalleşmeyi gerçekleştirmen imkânsız. Fakirler çocuklarını bu yüzden sosyalleştiremez.
Yazlığın vardır, yazlığı olanlarla komşu olursun. Belirli gelir grubunu aşmış insanlarla birlikte olursun. Onlar teknelerine davet eder sen onları hamak keyfine, barbeküye çağırırsın. Ortak zevkler çeşitlendirilebilir. Fakir bunu yapamaz… Anca dedikoduya insan çağırır!
Zenginlerin akrabalık ilişkileri sorunsuzdur. Karşılıklı hediyeleşme, kaliteli zaman geçirme akrabalık ilişkilerini güçlendirir. Fakirler miras kavgası, hasetlik ve daha birçok saçma durumla karşı karşıya kalır. Fakir akrabalar birbirleriyle kaliteli zaman ve refah birliktelik geçiremedikleri için araları hep bozuktur. Çevrenize bakın akrabalık ilişkileri bozuk olanların çoğu fakirdir.
Bilemiyorum… Belki üstte yazdıklarımın hepsi dikkate almayacağınız fikirlerdir. Ekleyeceğiniz bir şey varsa da yorum yazın. Bu yazının bir başı ve bir sonu yok… Sizce fakirlik bir süreç midir?