“Bu insanla ne kadar yakın olmak isterim?” İşte bu soru, 20. yüzyılın başlarında sosyolog Emory S. Bogardus tarafından geliştirilen Bogardus Sosyal Uzaklık Ölçeği ile yanıtlanmaya çalışıldı. Peki, bu ölçek neyi ifade ediyor ve nasıl kullanılıyor?
Öncelikle, Bogardus Sosyal Uzaklık Ölçeği, bireylerin farklı sosyal gruplara karşı hissettikleri yakınlık veya mesafeyi ölçmek için geliştirilmiş bir yöntemdir. Temel olarak, insanlar arasındaki sosyal mesafeyi, yani bir kişinin başka bir sosyal gruba ne kadar yakınlık hissettiğini anlamaya çalışır. Bu sosyal mesafe, bir nevi “toplumsal termometre” gibi çalışarak, kişisel ve toplumsal önyargıları, kabul edilebilirlik sınırlarını ölçer.
Peki bu nasıl mı yapılır? Katılımcılara, farklı etnik, dini veya sosyal gruplardan bireylerle olan ilişkilerini derecelendirmeleri istenir. Örneğin, “Bu gruptan biriyle evlenmek ister misiniz?” veya “Bu gruptan biriyle aynı mahallede yaşamakta sorun yaşar mısınız?” gibi sorular sorulur. Yanıtlar, kişinin o gruba karşı hissettiği sosyal mesafeyi belirler.
Bu ölçek, toplumdaki önyargıların ve ayrımcılığın boyutlarını anlamak için oldukça yardımcıdır. Örneğin, bir toplumda belirli bir etnik gruba karşı sosyal mesafenin fazla olması, bu gruba karşı yaygın bir önyargı veya ayrımcılık olduğunu gösterebilir. Bogardus Sosyal Uzaklık Ölçeği, bu gibi durumları analiz etmek ve çözüm önerileri geliştirmek için kullanılır.
Sonuç olarak, Bogardus Sosyal Uzaklık Ölçeği, insanların birbirlerine karşı hissettikleri sosyal mesafeyi ölçen önemli bir araçtır. Sosyologlar ve araştırmacılar için, toplumsal anlayışı iyileştirmek ve önyargıları azaltmak adına önemli bilgiler sunar. Toplumlar, bu tür araçlarla kendi içlerindeki dinamikleri daha iyi anlayabilir ve daha kapsayıcı bir yapıya ulaşabilirler. Sosyal mesafe, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve kültürel bir kavramdır ve bu ölçek, bu derinliği anlamamıza yardımcı olur.