Gün boyu girip çıkmadığım site kalmıyor. İnternette sörfün kralını yapıyorum. Yüzlerce yeni haber, makale, video, resim doğal olarak bilgiler gözlerimin önünden hızla akıp gidiyor. Bundan sonra edindiğim bilgilerin bir kısmını blogumda sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Serinin Adı Neden Bilgi Kırıntısı?
Derinlemesine bilgi vermeyeceğim için bunları bilgicik olarak nitelendirebilirsiniz. Ben ise beynime giren bilgilerden arta kalan kırıntılar olarak nitelendirdiğim için seriye bilgi kırıntıları adını verdim.
Bir aksilik olmazsa on adet paylaşılmaya değer bilgi kırıntısı olduğunda yazı olarak yayınlayacağım. (Bir yazıda on taneden fazla bilgi kırıntısı paylaşabilirim. Fakat on taneden az olmayacak.) İlk yazı olduğu için kaynakları eklemedim. Daha sonraki seri yazılarda alıntı yaptığım kaynakların çoğuna yer vermeye çalışacağım. Bilgi kırıntılarını paylaşmak benden, anlamak ve hazmetmek sizden…
# Yemekten önce bol su içerek mideyi suyla doldurarak kilo kaybetme düşüncesinin bilimsel dayanağı yok. Su zaten mideden hızlı şekilde boşalır. Fakat çorba gibi su içeren besinler daha uzun süre midede kaldığı için doygunluk hissi yaratır. Yemekten hemen önce bol su içerek boş yere kendinizi harap etmeyin! Çorba için…
# Son 10 yılda en az 15 atletin spor müsabakalarında aşırı su yüklemesinden hayatını kaybettiği biliniyor. Kendi susama mekanizmamızın talep ettiğinden fazla su tüketmenin buna neden olabileceği belirtiliyor. Vücudunuzun sesini dinleyerek ona kulak verin. Kırmızı çizginiz vücudunuzun verdiği sinyaller olsun. Spor salonlarında klima var! Fazla efor harcanmamasına rağmen millet litrelerce suya yükleniyor. Dikkat!!!
# 60 yaşından sonra susama mekanizması duyarlılığını yitirdiği için yaşlılarda su kaybı riski daha fazladır. Yaşlılar 60 yaşından sonra susayıp susamadığını biyolojik olarak hissetmediği için su içmeyi es geçiyor. Bu nedenle yaşlı akrabanıza ya da yaşlı bakan tanıdıklarınıza bu bilgiyi iletin. Sıcak yaz aylarında su kaybına dikkat etsinler…
# 1 adet domatesin doğal olarak oluşumunu biliyor musunuz? Gerçekten çok şaşırtıcı…
Bir arı domatesin çiçeğine konacak, sonra o arı bir süre kanat çırpıp titreşim oluşturacak ve hemen ardından vız vız vızlayacak ki domates çiçeğini döksün de domates olsun. Ah be domates! Sen ne kadar zor yollarla oluşuyormuşsun. Arı kardeş üstün çalışmalarından dolayı sana da teşekkür ediyoruz.
# Arıların da bizim gibi suya ve besine ihtiyacı var. Balkonunuza, bahçenize arıların sevdiği kekik, reyhan, nane, fesleğen, lavanta, biberiye gibi bitkileri ekin. Garipler bu bitkilerden nemalansın. Arı için bir tas su, içine de taş yerleştirin ki o taşa oturup rahatça suyunu içsin.
# Bir arı can çekişiyor, uçamıyor diyelim. Balkonlarda defalarca buna şahit olmuşsunuzdur. Yanına azcık bal götürüp bırakın. Afiyetle içer o balı. Gücünü toplar, iyileşir uçar gider. Hem sevap kazanmış olursunuz…
# Peşkeş, ‘Peş’ ön demek, ‘keş’ çekmek demek. İkisi toplanınca ‘rüşvet’ anlamına yakın bir ‘vermek’ hasıl oluyor. Tereddüdüm şu; ‘peşkeş’ dedikten sonra bir daha niye ‘çekti’ diyoruz? Adam keş dediğiniz zaman çekmiş oluyor zaten!
# “artırmak” ile “arttırmak” iki ayrı eylem olarak düşünülmelidir. “Artırmak”, “çoğaltmak, yükseltmek” anlamında, “arttırmak” ise “biriktirmek”, yani “tasarruf etmek” anlamına gelmektedir…
# Timsahların tükürük ve gözyaşı salgılayan bezleri birbirine çok yakın olduğu için avlarını yutmak için o büyük ağızlarını açtıkları zaman tükürükle beraber gözyaşı da salgılarlar. Timsahın avını yerken ağladığını ve aslında çok duygusal, merhametli bir hayvan olduğunu düşünmüşler. “Timsah gözyaşları” lafının geldiği yer burasıdır.
# “As yap” anlamını bilmeyen arkadaşlar için İzmit yöresinde akıllı ol, kendine gel, çok konuşma anlamlarında kullanılan argo tabirdir. Fakat İzmir’de as yap boşver, takılma fazla demek.
# 1600’lü yıllarda yaşayan bir insanın ömrü boyunca görmediği kadar gelişmeyi şu an biz sıradanlar neredeyse bir gün içinde yaşadığımızı biliyor muydunuz?
# Versailles (Versay) sarayında, soylular sarayda belirlenen bir odanın köşesine sıçarmış. Hizmetkarları ise yeni sıçılan taze bokun üzerine bir tüy koyarmış. (Muhtemelen tüy dikmek deyimi buradan geliyor.) Bok kuruyunca tüyle birlikte kaldırıp atarlarmış. Topuklu ayakkabı ve şapka, bu tuvalet tarzı sebebiyle sokaktan geçenlerin orasına burasına pislik bulaşmasın diye çıkmış.