Değerli kardeşlerim, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah tarafından gönderilen son peygamberdir ve onun gelişi, insanlık tarihinin başlangıcından beri bilinen bir hakikattir. İlk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem’den itibaren, Hz. Muhammed’in peygamber olarak gönderileceği müjdelenmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de bu duruma işaret eden ayetler bulunmaktadır: “Bu Kur’an’a, elbette öncekilerin kitaplarında da işaret edilmişti.” (Şuara, 26/196) ve “Bu, elbette önceki sahifelerde, İbrahim ile Musa’ya verilen sahifelerde de bildirilmiştir.” (Ala, 87/18-19). Bu ayetler, eski kutsal kitaplarda ve sahifelerde Kur’an’a ve Hz. Muhammed’e işaretlerin bulunduğunu açıkça ifade eder.
Hz. Muhammed’den önceki dönemlerde, Muhammed ismi veya “mhmd” sikkeleri, ahir zamanda gelecek olan Son Peygamberi müjdelemek amacıyla kullanılmıştır. Bu, başka bir Muhammed isimli peygamberin olduğu anlamına gelmez.
Bir rivayete göre, Mekke’den Şam’a giden bir ticaret kervanı, yolda bir rahiple karşılaşır. Rahip, Mekke’den geldiklerini öğrenince, “Mekke’den Muhammed isminde bir peygamber çıkacak” der. O dönemde Araplar arasında Muhammed isminde kimse yoktur. Bunun üzerine, Abdulmuttalib ve üç arkadaşı, doğan çocuklarına Muhammed ismini verirler. (bk. es-Suheyli, er-Ravdu’l-Unf, 2/95)
Kadı İyaz da Şifa-i Şerif’te (1/444), “Hamd” kökünden gelen Muhammed isminin en çok Hz. Muhammed’e yakıştığını belirtmiştir.
Sonuç olarak, Hz. Muhammed’in gelişi, Allah’ın insanlığa gönderdiği en büyük müjdelerden biridir ve onun ismi, peygamberliğinin bir müjdecisi olarak tarihte yer almıştır. Rabbim, bizleri onun yolundan ayırmasın. Selam ve dua ile…