Dünyada yaklaşık 7,8 milyar insan var. Her 10 saniyede bir kişiyi ortadan kaldırırsanız dünyadaki herkesi ortadan kaldırmanız 2.500 yıl alır.
İsa 2.020 yıl önce yaşadı. Yani İsa’nın geldiğini gördüğünüzü farz edelim; her 10 saniyede bir insanları tek tek öldürmeye başladıysanız işi bitirmek için hala bir 480 yıla daha ihtiyacınız var demektir.
Her yıl ortalama 55 milyon insan ölüyor. Bu saniyede yaklaşık 2 ölüm demek. Bu cümleyi yazdığım sürede 10 kişi öldü. Bugünün sonunda ortalama 150.000 kişi ölmüş olacak. Her altı haftada bir, Singapur gibi 6 milyonluk nüfus yok oluyor.
Tarihteki toplam insan sayısının 100 milyar olduğu tahmin edilmektedir. Bu, şimdiye kadar yaşamış olan herkesin sadece % 7,7’sinin bugün hayatta olduğu anlamına gelir. % 92,3’ü ayaklarımızın altına gömülüdür.
Bu ölümlerin her birinin arkasında bir baba, anne, arkadaş, sevgili, oğul, kız, erkek kardeş, kız kardeş, müzisyen, doktor, öğretmen, mucit, iş adamı, kral, imparator, hırsız, tecavüzcü, katil, diktatör, avukat vardı. Bu ölümlerin her birinin arkasında sizinkine benzemeyen bir hayat yaşayan biri vardı. Her birinin kendi mücadeleleri, hayalleri, umutları, korkuları, hayal kırıklıkları var. Yine de bu 100 milyar hayattan geriye ne kaldı?
Belki de hayat Shakespeare’in, Einstein’ın veya Napolyon’un yüce büyüklüğüne ulaşmakla ilgili değildir? Belki de hayat bir bütün olarak insanlıktan ziyade başkaları üzerindeki kişisel etkinizle ilgilidir?
Muhtemelen büyükbabanı hatırlarsın ama bana büyükbabanın babası hakkında ne söyleyebilirsin? Onu hala hatırlayan var mı yoksa unutulmaya yüz tutmuş mudur? Ve neden bugün ölecek olan siz veya 150.000 kişi büyükbabanın babasından farklı olsun ki?
Bu sadece insan hayatı; ancak hayatın kapsamı insan hayatından daha kapsamlı ve büyüktür.
Jurassic Park’taki dinozorları hatırlıyor musunuz? Bu 150 milyon yıl önceydi. Onlar da canlı şeylerdi. Elbette artık fosil yakıt olarak arabalarınıza güç veriyorlar.
Aslında diğer canlıları dahil etmeye başladığınızda Dünya’da şimdiye kadar yaşamış tüm türlerin (~ 5 milyar tür) % 99’unun yok olmasıyla tablo daha da kötüleşiyor.
Bunu göz önünde bulundurarak ve canlıların sayısını ve hayal edilemeyecek kadar uzun süreleri göz önünde bulundurarak gerçekten yaşamın bir amacı olduğunu düşünüyor musunuz? Var olmak için “anlam” mı yoksa “sebep” mi arıyorsunuz? Ya aradığınız soruların hiçbirinin yanıtı yoksa? Doğa kör bir makineyse?
Çile? Çile demeyin sakın. Hayatın amacı bu değil. Bu sadece hayatın sonucudur.