Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünü 4 ortalamayla bırakmış biriyim. Farabi ile Akdeniz Üniversitesini kazanıp karşılıksız bursa rağmen gitmediğimi belirteyim.
İstesem İstanbul Üniversitesi ya da diğer üniversitelere yatay geçiş imkanına da sahiptim; yapmadım bildiğiniz zirvedeyken okulu bıraktım. Bu yazımda gazetecilik okumak, gazetecilik okunur mu sorularına dilim döndüğünce, yoğun bilgi bombardımanına tutmadan, sıkmadan, deneyimlerime dayanarak yanıt vermeye çalışacağım.
4 ortalama havasını yaptık. Kanıt sunalım:
Dandik İç Anadolu üniversitesi ne olacak 4 ortalamadan??? dediğinizi duyar gibiyim. Kısmen haklısınız… Ne diyeyim?!!!
Hadi başlayalım.
İlk olarak “gazetecilik bölümü nedir? gazetecilik bölümünün amacı nedir?” soruları akla geliyor.
Gazetecilik bölümünün temel amacı özel sektörde iletişim alanında istihdam edilebilecek nitelikte gazeteci yetiştirmektir. Gazetecilik mezunları genelde medya sektöründe istihdam edilir.
Gazetecilik okumak demek büyük bir risk almak demektir. Kaderiniz ve geleceğinizle kumar oynamak demektir. Varacağınız yeri asla ve asla bilemezsiniz. Evet, hedefleriniz vardır sonuna kadar ilerlersiniz ama tam olarak ne olacağı belirsizdir. Güvenli bir liman değildir gazetecilik okumak… Göt ister… Gelecek kaygısı olan insanlara göre değildir.
Kabul ediyorum çok zevklidir. İlgi alanınıza giriyorsa size inanılmaz bilgi katar ve çok zevk alırsınız. Bana her anlamda çok şey kattı. Fakat karnınızı nasıl doyuracağınız aklınıza gelince tüm hevesiniz kaçar. Yerel gazeteye ortalamanın üstü nitelikle başvurmanıza rağmen reddedilmek bile soğutur gazetecilikten…
Gazeteciliği neden tercih ettim?
Lisede sosyal bilimler yani sözel alanını seçince aslında tercih edecek çok bölüm olmuyor. Birincisi mecburiyet. İkincisi ise 2007-2013 arasında medya ile fazla içli dışlıydım. Düzenli olarak köşe yazısı okur ve sık sık haber sitelerine bakardım. Gündemle haşır neşir olunca medya okuryazarı olmak yetmemeye başladı. Elim kalem tutuyor diye defalarca blog açtım. Yazılar yazdım… Yetersiz olduğumu hissedip bloglarımı kapattım. Araştırma yapmayı öğrenmek, daha güzel yazılar yazmak ve yetkinlik kazanmayı istemek beni gazetecilik bölümünü tercih etmeye itti.
Gazetecilik bölümü dersleri nelerdir?
Dersleri tek tek yazdım. Yazıyı şişirdiği için sildim. Sıkıcı bir yazı okumanızı istemem. Okuldan okula müfredat değişiyor. Kabaca 1. sınıfta temel gazetecilik, temel iletişim dersleri oluyor. 2. sınıfta daha çok uygulamaya geçiliyor; uygulamalı gazetecilik, basın uygulamaları, haber toplama ve yazma teknikleri vs.
3. ve 4. sınıfta artık seçmeli derslerle alana göre dersler değişiklik gösteriyor. Hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız o dersleri seçiyorsunuz.
Gazetecilik bölümü iş imkanları nelerdir?
Ülkemizde maalesef özel sektör için konuşuyorum iş bulma olanakları çok sınırlı. Sektörde inanılmaz alaylı insan var. Gazeteci olmak için hangi bölüm okuduğunuz önemli değil. Arkeoloji mezunu da gazeteci olabiliyor. Tamamen kişisel yeteneklere ve çevreye bağlı iş imkanları olduğunu bilin.
1980 ve 90’lu yıllarda gazetecilik öğrencileri/mezunları TRT, siyasi dergi ve gazeteler, büyük basında çalışırdı. Eskiden mezunlar sınırlı olduğu için piyasanın ihtiyacını karşılardı. Günümüzde gelişen teknolojiyle ve yüzbinlerce mezunla beraber çalışma alanları çok gibi görünse de işin iç yüzü çok farklı… Okuduğunuzla ortada kalırsınız. Kimse yüzünüze bakmaz…
Ülkemizde İletişim Fakültesi mezunu her 4 kişiden 1’i işsiz. Diğerleri de zaten kendi alanında çalışmıyor. İş bulma oranının en düşük olduğu mesleklerin başında gazetecilik var. 70 İletişim Fakültesi ve İletişim Fakültesine ayrılan 14 bin 408 kontenjan var. Bu insanlar nerede çalışacak? Mümkün değil hepsini istihdam etmek….
Büyük haber siteleri kesinlikle gazetecilik mezunlarını almıyor. Etiket üniversitesi mezunlarını ve yabancı dil bilenleri tercih ediyor.
TRT bile mühendisleri istihdam ediyor. Sadece TRT sözlü mülakatında gazetecilik mezunu olmak 5 puan ek avantaj sağlıyor. Başka bir numarası yok.
Yerel gazetelerde ve yerel basında maaşınız asgari ücrettir. Sigortanız belki yatırılır. Yemek durumu ise gazetenin durumuna göre değişiklik gösterir.
Ulusal basında muhabirlik bu işin ilk basamaklarından biridir. Zamanla yavaş yavaş yükselirsiniz. Çevrenize, yeteneğinize ve duruma göre değişir. Başta söylediğim gibi gazetecilik belirsizlik demektir!
Aşağıdaki entry Ekşi sözlükten alıntıdır! Entry sahibi liseden arkadaşım.
Bu entry sonrası İstanbul’a gitti olmadı. Yerelde spor kulübü sosyal medya yöneticiliği yaptı olmadı. Birçok şey yaptı olmadı.
Şu an çalıştığım yerde Gazi Üniversitesi Gazetecilik bölüm 3.’süyle aynı işi yapıyoruz.
Girne Amerika Üniversitesi Basın-Yayın okuyan arkadaşım da alanında iş bulamadı. Çok örnek var. Bir iki tane değil.
Gazetecilik okuyacaklara tavsiyeler
Gazetecilik okumak isteyen kişi geleceğini kesinlikle ana akım medyasına göre planlamamalı. Youtube vb. platformlardan kendi medyasını yaratmalı ve kendi internet sitesini kurmalı. Kendinizin patronu olmalısınız yani…
Kendinizi geliştirin. Çok klişe ve mide bulandırıcı olduğunu biliyorum ama maalesef gazetecilik bölümünde bu klişe sonuna kadar geçerlidir. Yabancı dil ve ilgi alanınızı genişletirseniz mutlaka gazetecilikten ekmek yersiniz. İlgi alanınıza göre gerekli çalışmanızı yapın ve pratik kazanın.
Kuru diploma bir işe yaramaz herkeste var ondan… Çeşitli kurslara katılıp sertifikalar edinin. Elinizde fark yaratacağınız belgeler olsun.
Staj yapın. Zorunlu stajı demiyorum. Teorik bilginizi pratik alanda daha da geliştirin. Gazetede, dergide, radyoda, televizyonda işe girmeniz sizi okulunuzda fazlasıyla öne çıkaracaktır. Yerel gazetede çalışan bazı arkadaşlar fakülte için çıkarılan aylık gazetede ücretli olarak çalışıyordu. Kapı kapıyı açıyor…
Üniversitenizde mesleğinizle ilgili olan tüm konferanslara katılın.
Okulunuzda gazete çıkıyorsa kesinlikle ekibe girmeye çalışın. En azından gazete çalışmaları için görünür olun.
Gelişiminiz okuduğunuz kitaplarla orantılıdır. Kitap okumayı sevmiyorsanız gazetecilik okumayın. 4 yıllık eğitim sürecinde minimum 250+ kitap okumayan insanın gazetecilikle işi olmamalı… Okumak yemek gibi, su gibi yaşamanızın bir parçası olmalı.
Blog açın. İş başvurularında kesinlikle size avantaj sağlar. Yetkinliğinizi kanıtlar.
Siyaset önemli ama fazla takılı kalmayın. Her gazeteci siyasetle ilgilenmek veya siyasete kanalize olmak zorunda değil. Hem siyaset ve ideoloji objektif olmanızı, gelişiminizi engeller. Bence gazeteciliğin başındaki kişiler siyasetten başlangıçta uzak kalmalıdır.
Gazetecilik mezunu hayatı sorgular, her şeyi merak eder, çok yönlü olmalıdır. Çok yönlü kişiliğiniz yoksa gazetecilik okuma kararını gözden geçirmelisiniz.
Her konu hakkında fikir sahibi olmak için bol bol gezmeli, okumalı, izlemeli ve elbette iletişim kurmalısınız.
Evrensel standartları ve uluslararası gelişmeleri sıkı bir şekilde takip etmelisiniz.
İdealist biriyseniz gazetecilik dışında ikinci bir mesleğiniz mutlaka olsun. Gazetecilikte idealler pek para etmiyor.
Gazetecilik okuyacaklara naçizane tavsiyelerim bunlar. Gazetecilik okumakla ilgili binlerce kelime yazabilirim ama yazımın başında söz verdiğim gibi yazıyı ve sizi boğmayacağım. Gazetecilik okumak ile ilgili merak ettiğiniz her şeyi konu altından yorum yaparak sorabilirsiniz.
12 yorum
Artık hiç bir meslek için diploma almak işe girmek için yeterli olmuyor.
Maalesef… Nüfus çok fazla aynı şekilde üniversite eğitimi alan insanımız fazla. Herkes aranan niteliklere sahip olunca diploma işe girmek için belirleyici unsur olmuyor.
Hocam selamlar ekşi sözlükteki bi entry’den yazınıza geldim ve sonuna kadar okudum. Şimdi size sorum şu yaklaşık 2 yıldır instagram sayfam üzerinden haber işleri ile uğraşmaktayım son 1 senedir ise teknoloji haberlerine odaklandım ve başarılı bir şekilde ilerliyorum. 4 ay önce açtığım bir web sitem mevcut düzenli içerik giriyorum. Haber işlerine gerçekten meraklıyım bu sene mezun oldum ve tercih yapacağım akdeniz yada kocaeli gazetecilik tutuyor. Bu işi gerçekten seviyorum ve ileride de yapmak isterim. Bu zamana kadar wordpress youtube montaj photoshop gibi konularla uğraştım orta seviyede tecrübelerim var. Sence bu bölümü okumalımıyım yoksa iş imkanı daha fazla olan bi bölüm mü okumalıyım yardımcı olursan çok sevinirim.
Selamlar… Sözel öğrencisi olduğunuzu düşünüyorum. Açıkçası sözel bölümlerde ne okursanız okuyun şu an iş olanağı sıkıntılı. Nüfusumuz fazla. Mezun fazla… Piyasa da bu kadar iş gücü açığı yok. Kronik sorunlarla yüzleşmek için illa farklı bölümlere kaymak gerekmiyor. Gerçek bu…
WordPress, ps, youtube bunlar gerçekten kazanç getirecek ilgi alanları.
Benden sana güzel bir tavsiye… Şöyle yapabilirsin. Örgün ile uğraşma hocam. Zaten yoluna bakıyorsun. Keyfin yerinde… YKS ile İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümünü yaz ama örgün değil!!!! (Uzaktan öğretim) Vize, final içinde İstanbul’a gitmeye bile gerek yok. Örgün ile hiç uğraşma. Gittim, gördüm ve örgün gazetecilik okunmayacağına karar verdim. Uzaktan derslerine girersin ince ince gazetecilik alanında kendini geliştirirsin. İşlerinde aksamamış olur. İkinci üniversite hakkından yararlanarak aşağıdaki iki bölümden birini de tercih edersen gelişimine katkı sağlar. Gazetecilik ile paralel wordpress, seo, photoshop, kısmen yazılım devam et.
https://candirgen.com/aof-web-tasarimi-ve-kodlama-bolumu-hakkinda-bilgiler/
https://candirgen.com/acikogretim-bilgisayar-programciligi-bolumu-acildi/
İlla örgün okuyacağım diyorsan Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümüne yerleş. Değsin yani anlatabiliyor muyum??…
Örgün eğitim gerçekten boş. Bir kardeş tavsiyesi olarak beynine kazı bunu…
Öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim gerçekten çok doğru söylemişsiniz aslında 2 3 aya kadar bende böyle düşünüyordum fakat daha sonra düşündüm benim yaşadığım şehir gelişmişlik olarak çok kötü kendime asla birşeyler katamıyacağım bir şehir ve okul okumak dışında da burdan çıkma şansım yok gibi duruyor. Durum böyle olunca bende düşündüm en azından hem kendimi hemde bakış açımı, düşüncelerimi değiştirmek için biraz daha olgunlaşmak için bir bölüm okumaya karar verdim. Örgün okuyarak aslında amacım gelişmiş bir şehire yerleşerek kendimi geliştirmek daha fazla insanla tanışmak ve bu işin profosyenel tarafını öğrenmek. Ayrıca okurken yanına birde ingilizce kursu almayı düşünüyorum. Zaten kendi sayfam ve sitem olduğu için okurken dahi sürekli çalışacağım. Ama işte problem şu marmara üniversitesi gazetecilik tutması baya uzak bir ihtimal evet bende düşünüyorum herşeyin merkezi istanbul kendimi geliştirmem için çok iyi bir şehir ama kazanma şansım yok. Tabi okul bittikten sonra iş için oraya da yerleşebilirim hiç belli olmaz.
Son olarak şöyle birşey sormak istiyorum hocam şuan benim yerimde olsaydınız sözel bölümden başka ne okurdunuz açıkcası ben şöyle düşünüyorum neredeyse tüm bölümlerin iş imkanı sıkıntılı en azından sevdiğim bölümü okuyayım kendimi geliştirip o yoldan ilerliyim.
Sözelden okunabilecek en mantıklı bölüm adalet derdim yıl 2011-2012 olsaydı. Şu an orada da inanılmaz yığılma mevcut. Okumaya değmiyor. -ki ikinci üniversite olarak reklamcılık, adalet, halkla ilişkiler her yerde mevcut….
Maalesef sözelde oku diyebileceğim bölüm kalmadı. Şu aklımla şu zamanda sözelden okumaya kalkmam. (Açık ve uzaktan öğretim dışında)
Kredi borcu, barınma, yol, yemek, kredi kartları, egolu hocalar, geçim derdi. Bunlarla uğraşmaktan kişisel gelişime yatırım yapabilirseniz sizi kutlarım.
Merhabalar. Gazetecilik okumayı düşünüyorum ve son birkaç gündür oradan buradan okuduğum kadarıyla söyleyeyim ki: Tüm umudum yerle bir oldu. İlk başlarda işsiz kalanların kendilerini geliştirmemiş kişiler olduğunu ve doğru bir yolla kendime yatırım yaparsam ana akım medyada hemen iş bulurum diye düşünüyordum. Kendimi tanıtmak istiyorum: Efendim, öncelikle sosyal bilimlere hayran biriyim; psikoloji, sosyoloji, heraldik, nümizmatik, tarih, felsefe olarak detaylandırabilirim bunu. Uyku saatim, çalışma ve mola saatlerim bellidir, sistematik bir hayat yaşarım. Gün içerisinde 5 saat uyku ve molaları çıkartırsak kılçıksız 13 saatimi ders çalışmaya ayırırım. Her ne kadar hoşlanmasam da şu anda iş başvurusunda göz boyarım diye kısa kısa belgeseller hazırlıyorum. Yukarıda saydığım sosyal bilimler hakkında notlarımı arşivlerim, yani kendime ait arşivim mevcuttur ve her geçen gün genişlemektedir. An itibarıyla Camtasia Studio 9 öğrenerek montaj öğrenme hayatımın ilk aşamasını başarıyla geçtim. Bunların yanında ingilizce çalışıyorum ve tahminimce 1 yıla kadar B2 seviyesi ve hatta C1 seviyesine gelmeyi planlıyorum. Ardından rusça ile yabancı dil haznemi genişletmeyi düşünüyorum. Elimden gelenlerin hepsi bunlar, bir günümü bunları yapmakla geçiriyorum. Maalesef bunların da üstüne koyamıyorum çünkü malum bir gün 24 saat. Bu kadar çalışmayı sayısal alanda yapsam belki de yüksek bir maaşla hayatımı sürdürebileceğim bir mesleğe girebilirdim ama gazetecilik her zaman içimde bir ukte olarak kalırdı. İstanbul Üniversitesi’ni düşünüyorum ama sizin yukarıdaki yorumunuzu görünce açık öğretimi tavsiye ettiğinizi gördüm. Açıkçası bizim toplum tarafından da tembellerin gittiği -ki çoğu zaman öyledir- bir yer olarak görülen açık öğretimler, bilinç altıma yerleşmiş olacak ki beni de ürkütüyor. Ayrıca bölümümü tam puanla bitirip ve öğretmenlerimi de etkiledikten sonra zorunlu stajda beni özel olarak güzel bir yere sokarlar ve oradan yürürüm diye düşünüyordum. Vatanına ve dolayısıyla insanlığın gelişimine küçük de olsa katkı sağlamak isteyen bir Türk genci olarak, bu kadar çalıştıktan sonra hala işsiz kalma ihtimalimin olması beni çok üzüyor, bu yüzden sizin fikrinizi almak istedim. Öğrendiğim yabancı dillerle, hazırladığım arşiv ve belgesellerimle, bölümümü tam puanla bitirmemle hala işsiz kalır mıyım? Ayrıca şimdiden İÜ gazetecilik ders notlarını pdf olarak indirdim ve çalışmaya başladım. Kafam o kadar allak bullak ki bunları yazarken bile zorluk çektim. Mezuna kalmayı psikolojim kaldırmaz artık, gerek özel meselelerle ve gerek daha önceden zaten bir kere mezuna kalmamla, tekrardan mezuna kalmak benim için muhteşem bir psikolojik çöküşe ve dolayısıyla başarısız bir üniversite sınavı sonucuna mal olur. Nasıl bir yol izlememi önerirsiniz? Kendimi baştan sona anlatmak istemezdim ama kapana kısılmış maalesef insana yapmayacağı eylemleri yaptırıyor, umarım derdimi anlatabilmişimdir sevgiler, saygılar.
Merhabalar, “tembellerin gittiği -ki çoğu zaman öyledir” lafına katılmıyorum. İnsanlar evli, çocuklu, çalışıyor örgün okuyacak zamanlarda işteler. İkinci öğretim olsa bile evde sorumlulukları var. Bu sizin yanlış bir düşünceniz. Zorunlu stajını TRT’de yapan bir çok arkadaşım oldu. Stajı tanıdık ile ayarladılar. Ona rağmen hiçbir yere giremediler. Ha şu da var. Anadolu ajansında gezinirken sınıf arkadaşlarımın yazılarına denk geliyorum. Bu çocuklar daha 1. sınıftayken bizim işimiz hazır diyen tiplerdi.. Aile desteği dışında kimse sizin arkanızda durmaz.
Siz gerçekten kendinize kaliteli bilgiler ve yetenekler katıyorsunuz. Sizin gibi biriyle boş beleş mezun olan arasında tabii ki fark olacak. Yeteneklerinize, bilginize rağmen işsiz kalmasanız da istediğiniz maddi – manevi karşılığı alamayabilirsiniz. Mezuna kalmayın. Okumak istiyorsanız okuyun. İkinci üniversite falan da kovalayın. Mutlaka yedek planınız olsun.
Çok teşekkür ederim. Tabii haklısınız benim aklıma gelmemişti, yoğunluktan ötürü okula gidemeyenlerimiz var. Aslında o cümleyi yazarken “acaba silsem mi?” diye de düşünmemiş değildim. Bu arada site tasarımınızı da çok beğendiğimi söylemeliyim, başarılarınızı dilerim. Sonumuz hayır olsun diyelim artık 🙂
Teşekkür ederim. Hayatınızda başarılar dilerim. Yolunuz açık olsun.
Merhaba hocam,Yeditepe Üniversitesinde burslu olarak okunur mu sizce bana fayda sağlar ve gelecekte iş bulma olasılığımı artırır mı ?
Üniversite bazında değerlendirme yapamam.