Hiç fark ettin mi? Televizyonu açıyorsun ya da bir haber sitesine giriyorsun, karşına hemen bir cinayet ya da kaçırılma haberi çıkıyor. Peki neden? Neden bu tür haberler bu kadar ön planda? İnsanlar başka şeylerle ilgilenmiyor mu? Aslında bu soruların cevabı, hem insan psikolojisinde hem de medya stratejilerinde gizli. Gel, birlikte bu konuyu biraz deşelim.
Korku, İnsanları Ekrana Kilitler
İnsan doğası gereği tehlikeye karşı duyarlıdır. Bu, hayatta kalma içgüdümüzden gelir. Binlerce yıl önce ormanda bir yırtıcı hayvan gördüğümüzde nasıl tetikte oluyorsak, bugün de tehlike içeren haberler bizi aynı şekilde etkiliyor. Cinayet ve kaçırılma gibi olaylar, beynimizde “Bu bana da olabilir mi?” sorusunu tetikliyor. İşte bu yüzden bu tür haberler, diğerlerine göre daha fazla dikkat çekiyor.
Medya da bunu çok iyi biliyor. İnsanların korkularını kullanarak onları ekrana ya da habere çekmek, en etkili yöntemlerden biri. Çünkü korku, güçlü bir duygudur ve insanlar korktuklarında daha fazla bilgi edinmek ister. “Ne olmuş? Kim yapmış? Neden yapmış?” gibi sorularla habere daha çok bağlanırız.
Dram, Reyting Getirir
Hepimiz biraz drama severiz, değil mi? İtiraf edelim, bir aşk hikayesi ya da başarı öyküsü kadar, bir trajedi de ilgimizi çeker. Cinayet ve kaçırılma haberleri, genellikle dramatik detaylarla doludur. Kurbanın hayat hikayesi, ailesinin yaşadığı acı, olayın gizemi… Tüm bunlar, bir dizi senaryosu gibi gelir bize. Ve bu tür haberler, reytingleri artırır.
Medya kuruluşları için reyting, her şeydir. Daha fazla reyting, daha fazla reklam geliri demektir. Bu yüzden, dramatik olaylar her zaman manşetlerde yer bulur. Çünkü insanlar, bu tür hikayelere kayıtsız kalamaz.
Empati ve Merak Duygusu
Birini kaybetmek ya da bir tehlikeyle karşılaşmak, hepimizin başına gelebilecek şeylerdir. Bu yüzden, bu tür haberler bizi derinden etkiler. Kurbanın yerine kendimizi koyarız, ailesinin acısını hissederiz. Bu da bizi habere daha çok bağlar.
Ayrıca, insanlar doğal olarak meraklıdır. Bir cinayetin ya da kaçırılma olayının arkasındaki sır perdesini çözmek isteriz. “Katili kim? Neden yaptı? Polis nasıl yakalayacak?” gibi sorular, bizi haberi takip etmeye iter. Medya da bu merakı körüklemek için olayları detaylı bir şekilde işler.
Toplumsal Mesaj ve Uyarı
Bazı medya kuruluşları, bu tür haberleri toplumu bilinçlendirmek için yayınladıklarını söyler. “Dikkatli olun, bu tür şeyler olabilir” mesajı vermek istediklerini iddia ederler. Elbette bu, bir ölçüde doğrudur. Ancak bu mesajın arkasında, yine reyting kaygısı yatar. Çünkü bu tür haberler, sadece uyarı amacıyla değil, aynı zamanda izleyiciyi ekrana çekmek için de kullanılır.
Medyanın Gücü ve Sorumluluğu
Medya, toplum üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. İnsanların neyi konuşacağını, neye odaklanacağını belirler. Ancak bu güç, büyük bir sorumluluk da getirir. Sürekli olarak cinayet ve kaçırılma gibi haberlerin ön planda olması, insanlarda bir korku kültürü yaratabilir. “Dışarısı tehlikeli, kimseye güvenemezsin” gibi bir algı oluşabilir. Bu da toplumsal huzuru olumsuz etkileyebilir.
Sonuç: Medya ve Bizim Tercihlerimiz
Sonuç olarak, ana akım medyanın cinayet ve kaçırılma gibi konulara fazlaca yer vermesinin arkasında hem insan psikolojisi hem de ticari kaygılar yatıyor. Biz izleyiciler olarak bu tür haberlere ilgi gösterdikçe, medya da bu haberleri ön planda tutmaya devam edecek. Peki, bu döngüyü kırmak mümkün mü? Belki de daha pozitif ve yapıcı haberlere yönelerek, medyanın içerik stratejisini değiştirebiliriz. Ama bu, tamamen bizim elimizde.
Unutma , medya ne sunarsa sunsun, neyi izleyeceğimizi ve neye odaklanacağımızı seçmek bizim elimizde. Daha bilinçli bir izleyici olmak, bu döngüyü değiştirmek için ilk adım olabilir.